Aşure Günü ve Türkiye’nin Tarım İhracatı: İyileşme İşaretleri

Aşure Günü’nde Dayanışma ve Paylaşma

Aşure Günü, her yıl Muharrem ayının 10. günü kutlanır ve birçok tarihi olayla anılır. Bu özel gün, aynı zamanda paylaşmanın ve dayanışmanın sembolüdür. İstanbul Ticaret Borsası ve Reis Gıda, bu yıl da Aşure Günü’nü anlamı ve manevi değerleriyle kutladı. 2025 yılında 26 Haziran’da başlayan Muharrem Ayı kapsamında, 5 Temmuz Aşure Günü öncesinde İstanbul’un merkezi Eminönü’nde kurulan stantta, topluma yüzlerce kişiye aşure ikram edildi.

Aşure, 41 çeşit malzeme ile hazırlanırken, ana bileşenleri bakliyatlar, meyveler ve baharatlardır. Türkiye, bakliyat ve hububat üretiminde güçlü bir konumda bulunuyor ve iklim değişikliğine karşı dirençli çeşitler geliştiren çiftçiler, enstitüler ve üniversitelerle işbirliği yaparak üretimi sürdürülebilir kılma çabasında. Ülkemiz, hububat ve bakliyat alanında yılın ilk beş ayında önemli bir ihracat ivmesi yakaladı; Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin verilerine göre, bu dönemde toplam 5 milyon 221 bin 390 ton ürün ihraç edildi. Bu hedef, geçen yılın aynı dönemine göre %4,2 oranında bir artış gösterdi.

Kuraklık ve Üretim Kaybı

2024-2025 Dönemi Buğday Rekoltesi Tahminleri

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) tarafından yapılan değerlendirmelerde, 2024-2025 döneminde buğday rekoltesinde bir düşüş beklenmektedir. UHK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bayram Sade, Mardin’de gerçekleştirilen Hasat Öncesi Hububat Kongresi’nde, ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle bu yıl buğday rekoltesinin düşeceğini belirtti. Uzun yıllar ortalaması bakımından, bu yıl yağışların %33, geçen yıla kıyasla ise %38 oranında azaldığını vurguladı.

Öngörülere göre, 2024-2025 üretim sezonu buğday rekoltesinin yaklaşık 18 milyon 650 bin ton seviyesinde gerçekleştirileceği bekleniyor. Bu tahmin, uzun yıllar ortalamasına göre %6-7 oranında bir üretim kaybına işaret ediyor.

Kuraklık, Türkiye’nin tarımsal üretim kapasitesini olumsuz etkileyerek, tarımsal ürünler üzerindeki maliyetleri ve dolayısıyla tüketici fiyatlarını artırabilir. Bu nedenle, yatırımcılar ve finansal kuruluşlar, tarım sektöründeki bu gelişmelere dikkatle yaklaşmalı ve stratejilerini buna göre şekillendirmelidir.

Türkiye’nin tarımsal potansiyelini sürdürülebilir bir biçimde geliştirmek için atılacak adımlar, gelecekteki meyve ve sebze arzını olumlu yönde etkileyerek, borsa ve mevduat gibi finans araçlarının performansına yansıyacaktır.