Trump Yönetimi, UCLA’dan 1 Milyar Dolar Tazminat Talep Ediyor
Eğitimde Yeni Bir Dönem: UCLA ile Müzakereler Başladı
Trump yönetimi, California Üniversitesi, Los Angeles (UCLA) ile 1 milyar dolarlık bir tazminat anlaşması peşinde. Bu durum, Beyaz Saray’ın yüksek öğrenim üzerindeki etkisini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. CNN’in edindiği bilgilere göre, bu girişim, üniversitelerden önemli tavizler almak amacıyla yürütülen son hamlelerden biri.
Fon Dondurma ve Müzakereler
Geçtiğimiz hafta, Trump yönetimi UCLA’ya yönelik yaklaşık 584 milyon dolarlık bir fonu dondurdu. UCLA Şansölyesi Julio Frenk, bu durumu üniversite topluluğuna yazdığı bir mektupta "yıkıcı" sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıda bulundu. Mektubunda, araştırma misyonlarının ciddi şekilde etkilenebileceğini belirtti.
UCLA yetkilileri, müzakerelere geri döndü ve bu fonun geri kazanılması için bir anlaşma sağlamak istediklerini ifade etti. Trump yönetimi ise, yüksek tutarlı bir tazminat talebinde bulunarak, bu süreçte elini güçlendirmeyi hedefliyor.
Anlaşma Taslağı ve Şartlar
CNN’in elde ettiği bir anlaşma taslağı, UCLA’nın federal hükümete 1 milyar doları birden fazla taksitte ödemesini gerektiriyor. Ayrıca, 172 milyon dolarlık bir tazminat fonu oluşturulması da talep ediliyor. Bu fon, ırk, renk, din, cinsiyet veya ulusal köken gibi nedenlerle istihdam ayrımcılığına uğrayan bireyleri etkileyecek.
Önerilen anlaşma, eğer kabul edilirse, yüksek öğrenim kurumlarından alınan en büyük tazminat olacak. Anlaşmanın bir parçası olarak, UCLA’nın faaliyetlerini denetleyecek bir izleme görevlisi atanması ve ayrımcılık yasalarına uyum sağlamak için yeni bir üst düzey yöneticinin görevlendirilmesi de öngörülüyor.
Gelişmeler ve Sonuç
Bu durum, yüksek öğrenim alanında önemli değişikliklere yol açabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. UCLA’nın durumu ve müzakerelerin seyrine dair daha fazla bilgi edinmek için takipte kalacağız.
Bu haber, yüksek öğrenim kurumları ile hükümet arasındaki ilişkilerin ne denli karmaşık ve kritik olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. UCLA’nın bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği, diğer üniversiteler için de bir örnek teşkil edebilir.