Türkiye’de Eğitimde Çaresizlik: Öğretmenlerin Durumu
Öğretmenlerin Yaşadığı Zorluklar
Geçtiğimiz günlerde Rize meydanında, iki atanamayan öğretmen Cumhurbaşkanı’na seslenerek, “Sayın Cumhurbaşkanımız, defalarca Ankara’ya geldik. Sizinle görüşmek istedik, ama görüştürülmedik” diyerek yaşadıkları çaresizliği dile getirdi. Bu durum, öğretmenlerin karşı karşıya olduğu zorlukları gözler önüne serdi.
Cumhurbaşkanı’nın Tepkisi
Cumhurbaşkanı ise öğretmenlere, “Yalan söylüyorsun… Benim partimin kapısı kimseye kapanmaz…” diyerek tepki gösterdi. Bu yanıt, öğretmenlerin deneyimlediği çaresizliği daha da derinleştirdi.
Öğretmenlerin Çaresizliği
Öğretmenler, özlük hakları, atama süreçleri ve ek ders ücretleri gibi konularda Cumhurbaşkanı’nın torpiline ve ayrıcalıklarına muhtaç duruma gelmişken, eğitim sistemi büyük bir bunalım içindedir. Özellikle, öğretmenlerin maruz kaldığı şiddet olayları ve hak ihlalleri, eğitim camiasının içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne seriyor: öğretmen dövme, coplama, susturma ve hazin bir biçimde süpürme.
Milli Eğitim Bütçesi Tartışmaları
Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yetersiz olduğunu ifade etmek için Meclis’e yürüdü. Ancak, güvenlik güçleri tarafından susturuldular ve bu durum, öğretmenlerin sesini duyurma çabasını daha da zorlaştırdı.
Susturulma ve Supurme
Eğitim alanında yaşanan bu sıkıntılar, öğretmenlerin özgürce ifade edememesi, mevcudu sorgulayamaması gibi sorunları beraberinde getiriyor. Polis, öğretmenlerin gösterilerini süpürmek olarak tanımlanan bir yaklaşım sergiliyor ve bu durum mesleki etik ile eğitim sistemini zayıflatıyor.
Eğitimdeki Çöküşün Nedenleri
Türkiye, 20 milyondan fazla öğrencisi ve 2 milyondan fazla öğretmeni olan bir ülkede bu noktaya nasıl geldi? İyi okulları yaratmak için iyi öğretmenler gerekli, fakat tam tersi bir uygulama ile öğretmenler göz ardı edildi. İhtiyaç duyulan liyakat, eşitlik ve adalet gibi unsurlar, yıllar içinde zayıflatıldı.
Eğitim Sistemindeki Değişiklikler
Son 23 yılda Türkiye’de, 9 Milli Eğitim Bakanı görev yaptı. Özellikle ilk 15 yıl boyunca, eğitim sistemine FETÖ’nün sızdığı, ardından tarikatların etkisi altına girdiği haberleri gündeme geldi. Bu süre zarfında Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapısı değişti; müsteşarlık kaldırılarak, iktidara yakın olanlardan oluşan dört bakan yardımcılığı getirildi. Bu gelişmeler, öğretmenlerin maaşlarının en düşük olduğu OECD ülkesi haline gelinmesine yol açtı.
Sonuç ve Değerlendirme
Eğitim sistemimizdeki sorunlar, öğretmenlerin yaşadığı zorluklarla birleşince, eğitimde büyük bir kriz ortaya çıkıyor. Türkiye’nin geleceği, genç nesillerin eğitiminde en önemli rolü üstlenen öğretmenlerin motivasyonu ve haklarının korunması ile yakından ilişkilidir. Öğretmenlerin sesini duyurma çabaları bir nebze olsun karşılık bulmalı ve eğitim politikalarının iyileştirilmesi adına adımlar atılmalıdır.
Bu konuda daha fazla kamuoyu oluşturulmalı ve öğretmenlerin özlük hakları ile atama süreçleri gibi önemli unsurların eleştirilmesi gerekmektedir. Eğitim sisteminde köklü bir değişim için, öğretmenlerin de sürecin bir parçası olması büyük önem taşımaktadır.

