Kaan Tangöze Konseri Sonrası Sendikalar Arasında Gerginlik: CHP Gençlik Kolları’ndan Açıklama

Kahramanmaraş’ta Son Gelişmeler

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Yunus Emre Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Kaan Tangöze konseri, Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen’in yayımladığı eleştirilerle birlikte gündemi sarstı. Sendikaların açıklamaları sonrası, CHP Kahramanmaraş Gençlik Kolları, kamuoyunu bilgilendiren kapsamlı bir duyuru yaptı. İçerikte, üniversite yönetimi ve etkinliğin düzenlenme şekli üzerine önemli hususlar yer aldı.

“Etkinlik Üniversitenin Organizasyonu Değil”

CHP Gençlik Kolları, sendikaların ifadelerinin üniversite yönetimini haksız yere hedef gösterdiğine dikkat çekti. Yayımlanan açıklamada, konserin üniversite yönetimi tarafından değil, bağımsız bir organizasyon şirketi aracılığıyla düzenlendiği vurgulandı. Bu bağlamda, “Ticari işlem üzerinden üniversite yönetimini ‘provokasyon ortağı’ ilan etmek haksız bir yıpratma girişimidir” ifadesi yer aldı.

“Sanata ve İfade Özgürlüğüne Yönelik Saldırılar Kabul Edilemez”

Açıklamada, etkinlik sırasında sanatçının çevresel yıkıma dair eleştirilerine yanıt veren sendika yöneticilerinin kullandığı dil eleştirildi. Sanatçının duruşunu “ahlaksızlık” olarak değerlendirmek, ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak nitelendirildi. Bu noktada, üniversitelerin çok sesliliğin merkezi olduğu hatırlatıldı.

“Sendikanın Görevi Sanatçıyı Değil Eğitim Emekçisini Savunmaktır”

CHP Gençlik Kolları, eğitim sendikalarının eğitimin temel sorunları yerine konseri gündeme getirmesini eleştirdi. Eğitim emekçilerini etkileyen ekonomik zorluklar ve okullardaki hijyen ile güvenlik sorunları dikkat çekildi. MESEM kapsamındaki iş kazaları ve çocuk işçiliği konularına da vurgu yapılarak, “Çocuklarımız atölyelerde ve şantiyelerde can verirken, bu düzene tek kelime etmeyenlerin sanatçıları hedef göstermesi kabul edilemez” ifade edildi.

“Üniversitemize ve Sanata Sahip Çıkacağız”

CHP Kahramanmaraş Gençlik Kolları, açıklamalarını, cumhuriyet değerleri, ifade özgürlüğü ve üniversite özerkliği vurgusuyla sonlandırdı. “Sanatı, sanatçıyı ve üniversitemizi karanlık bir dille hedef alan her yaklaşımın karşısındayız” denildi.

Sonuç

Kahramanmaraş’ta yaşanan bu çekişmeler, hem sanatın hem de eğitim sisteminin nasıl yönetildiğine dair önemli tartışmalara zemin hazırlıyor. Bu tür olaylar, üniversitelerin sosyal ve siyasi alanlarda daha aktif bir rol oynamasını gerektirebilir. Gerçek anlamda bir akademik özgürlük ve sanat anlayışının oluşabilmesi için, farklı görüşlerin bir arada dile getirilebilmesi önem taşıyor.