Stanley ve Trump: Güç ve Ahlak Üzerine Bir Karşılaştırma

Tarihsel Bir Bağlantı: Henry Morton Stanley

1. yüzyılın sonlarında, Britanyalı kaşif Henry Morton Stanley, Emin Pasha Kurtarma Seferi’ni gerçekleştirmek üzere Afrika’ya yola çıktı. Stanley, bu seferin kendisinin en büyük başarısı olacağını düşünüyordu; yalnız bir valiyi kurtaracak ve imparatorluğuna kahraman olarak dönecekti. Ancak, bu seferin gerçekteki yüzü, hayal ettiği kadar asil değildi.

Seferin Karanlık Yüzü

Stanley’in liderliğindeki sefer, birçok köyü yağmalamakla, direniş gösterenleri yakmakla ve ilerleyişine karşı koyan birçok Afrikalıyı öldürmekle geçti. Hastalık ve açlık, kendi taşıyıcılarından birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Stanley, bu durumu kararlılık olarak görse de, çağdaşlarından bazıları bile bunun çok daha rahatsız edici bir gerçek olduğunu fark etti.

Kamuoyunun Tepkisi

Stanley, 1890 yılında yayımladığı In Darkest Africa adlı eserinde bu olayları şaşırtıcı bir güvenle anlattı. Britanya kamuoyunun, onu büyük bir coşkuyla karşıladığı günlerin ardından, bu seferki sertliğini takdir edeceğini düşündü. Ancak, halk onun acımasızlığına geri çekildi. Bir zamanlar imparatorluk maceralarını kutlayanlar, şimdi gereksiz öldürmeler ve neden olduğu acılarla yüzleşmek zorunda kaldı.

Modern Zamanlarda Bir Paralellik: Trump Yönetimi

Trump Yönetimi’nin Bot Saldırıları

Son günlerde, Trump yönetiminin Karayipler ve Doğu Pasifik’teki bot saldırılarıyla ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Bu program kapsamında, uyuşturucu taşıdığı düşünülen küçük teknelere askeri mühimmatla saldırılar düzenlendi. Bu saldırılar, çoğu zaman, teknedekilere herhangi bir uyarı yapılmadan gerçekleştirildi. Bir olayda, tekneler yok edildikten sonra, hayatta kalanlar ikinci bir saldırıyla hedef alındı.

Ahlaki ve Politika Kaygıları

Yıllarca Kongre’de ve Senato’da, öldürücü güç kullanımı üzerine sayısız brifing aldım. Daha sonra Türkiye’deki büyükelçi olarak, bu tür kararların dünya tarafından nasıl izlendiğine tanık oldum. Bu bağlamda, bot saldırıları sıradan bir uygulama olarak geçiştirilemez. Bu saldırılar, uzun zamandır savunduğumuz standartların çok dışında bir seçim yansıtmaktadır.

Kamuoyunun Beklentileri

Yönetim, bu olayların tam videolarını yayınlamaktan kaçınıyor; bunun ardında yatan gerçek endişenin siyasi ve ahlaki olduğu anlaşılıyor. Kamuoyunun tepkisini bildikleri için bu görüntüleri paylaşmaktan çekiniyorlar. Amerikalılar, uyuşturucu kaçakçılığına karşı sert önlemler alınmasını destekleseler de, denizde hayatta kalmaya çalışan insanları öldürmenin haklı bir güç kullanımı olduğuna inanmıyorlar.

Ahlak ve Güç Arasındaki Denge

Stanley, kendi zamanının kamuoyunu yanlış anladı; kahramanlık yerine acımasızlık gördü. Şimdi ise, günümüz liderlerinin aynı hatayı yapıp yapmadığını sorgulamak gerekiyor. Kamuoyunun kendi yargısını oluşturma hakkı var. Sayın Başkan, videoları yayınlayın.

Sonuç

Bu tarihsel ve modern paralellikler, güç kullanımı ile ahlaki sorumluluk arasındaki dengeyi sorgulamamıza neden oluyor. Hem Stanley hem de Trump, misyonlarının doğruluğuna inanarak sert eylemlerde bulundular. Ancak, demokrasilerde halk, güç kullanımı ile gereksiz öldürme arasındaki farkı ayırt edebilme yetisine sahiptir. Bu nedenle, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve kendi yargısını oluşturabilmesi için şeffaflık şarttır.