PEPFAR: Eşitlik İçin Bir Çağrı ve İlahiyatın Sorumlulukları

Giriş: PEPFAR’ın Önemi

2003 yılında kurulan Başkanlık Acil AIDS Yardım Planı (PEPFAR), HIV/AIDS ile mücadelenin en büyük uluslararası taahhüdüydü. Başlangıcından bu yana, PEPFAR, 26 milyon hayat kurtardı ve yaklaşık 8 milyon bebeğin HIV negatif olarak doğmasına imkan tanıdı. Ancak, bu önemli program son yıllarda ciddi tehditlerle karşı karşıya.

2006’da Bir Ziyaret: Durumun Ciddiyeti

2006 yılında, eski ABD AIDS Koordinatörü Mark Dybul, Etiyopya’daki Daughters of Charity tarafından yönetilen bir yetimhaneyi ziyaret etti. Orada 400’den fazla HIV pozitif çocuk bulunuyordu. Bu çocuklar, çoğunlukla çöp yığınlarından ya da yolda terk edilmiş bir şekilde bulunmuştu. Yetimhane, ölen çocukların resimlerinin yer aldığı bir duvar resmiyle doluydu, bu da HIV’in ne denli yıkıcı olduğunu gözler önüne seriyordu.

Botswana’daki Kriz

Başkan Festus Mogae, 2000 yılında Botswana’daki AIDS krizini "soykırım" olarak tanımlamıştı. Ülkenin bazı bölgelerinde hamile kadınların %75’i HIV pozitifti. AIDS, sosyo-ekonomik yapıyı derinden etkiliyor, köyleri yetimlerin yönetmesine sebep oluyordu.

PEPFAR’ın Yükselişi

Bush yönetimi, PEPFAR’ı hayata geçirdi ve bu program, HIV ile mücadelenin yanı sıra kıtanın istikrarını da sağladı. PEPFAR, güçlü iki partili destekle birlikte "en başarılı dış politika programı" olarak değerlendirildi.

Şok edici Dönüş: Trump Yönetimi

Ancak 2025 yılında Donald Trump, tüm dış yardım programlarını gözden geçirmek için bir yürütme emri çıkardı. Bu, PEPFAR dahil birçok programı baş aşağı yaptı. PEPFAR’ın işleyişi durma noktasına geldi, önemli kaynaklar kesildi ve uygulama ortaklıkları bozuldu. Tahminlere göre, bu süreçte 75,000’den fazla insan hayatını kaybetti.

Evangelik Kiliselerin Sessizliği

PEPFAR’ın durumu karşısında Amerikan evanjelik kiliselerinin sessizliği dikkat çekicidir. Bazıları bu sessizliği, bilgi eksikliği veya kayıtsızlıkla açıklar. Diğerleri ise Trump’a sadakati nedeniyle toplumsal olaylara karşı kayıtsız kalmayı tercih ediyor.

Bilgi Eksikliği ve Duyarsızlık

Birçok pastor ve topluluk, PEPFAR’ın ne kadar önemli olduğunu bilmiyor. Dolayısıyla, çoğu insan benzeri acılara maruz kalan bireylere duyarsız kalabiliyor. Kiliselerdeki birçok kişi, mülteci ve göçmen sorunlarına daha fazla odaklandıkları için PEPFAR gibi konularla ilgilenmiyor.

Siyasi Korku ve Toplumsal Tekdüzelik

Pek çok pastor, siyasi konuların toplumu daha da bölmesine neden olabileceğinden çekiniyor. Ayrıca, Trump yanlısı görüşte olan üyelerin tepkilerinden korkuyorlar. Sonuç olarak, insanların yaşamlarını etkileyen böylesi bir soruya karşı duyarsız kalıyorlar.

Cultural Cumhuriyet: Bir Kıyamet Çizgisi

Bununla birlikte, evanjelik toplulukların genel olarak hükümet yardımlarına karşı duyarlılığı, PEPFAR gibi programların ilerleyişine engel olabilir. Tarih boyunca, HIV/AIDS gibi sorunlar, birçok evanjelik insan tarafından kişisel nedenlerden ötürü göz ardı edildi.

Sonuç: Vicdan ve Sorumluluk

PEPFAR’ın etkileri göz önüne alındığında, evanjelik toplulukların PEPFAR’a karşı kayıtsız kalması ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Evangelik inanç, insan hayatının kutsallığını ve başkalarına yardım etme zorunluluğunu vurgular. Kısacası, PEPFAR’ın sonu, sadece bir sağlık programının sona ermesi değil, aynı zamanda ulaşılması gereken ve korunması gereken insani bir sorumluluğun da kaybıdır.

Kısa Değerlendirme

Hükümet politikaları ve toplulukların hareketleri, insan hayatını doğrudan etkiliyor. PEPFAR, HIV/AIDS mücadelesindeki en büyük başarılarından biriyken, bu programın sona erme ihtimali, toplumun değerlerini sorgulamasına ve yardım etme sorumluluğunu düşünmesine neden olmalıdır. Evangelik topluluklar, yalnızca kendi inançları doğrultusunda değil, aynı zamanda insani sorumlulukları temelinde de hareket etmelidir.