Enflasyon Beklentileri ve Ekonomik Durum Üzerine Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Analizi
Haberin Başlıkları
Enflasyon Beklentileri ve Ekonomik Durum
Altınbaş Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun analizine göre, enflasyon beklentileri sürekli olarak yukarı yönlü revize edilmektedir. Ekim ayında taze sebze ve meyve fiyatlarında %19.2, yıllık kira artışında ise %112.6 gibi yüksek artışlar görülmüştür. Bu durum, halk arasında en çok şikayet edilen konuların başında gelmektedir. Kozanoğlu, sıkı para politikasının devam etmesinin orta ve uzun vadede yüksek faizler aracılığıyla üretimi olumsuz etkileyeceğini ve faizlerin maliyet unsuru olarak enflasyonu yükseltici bir etki yaratacağını belirtmektedir. Ayrıca, “fiyatlama davranışı” olarak adlandırılan firmaların aşırı kar hırsının denetim altına alınmadan dezenflasyon sürecinin başarılı olamayacağını vurgulamaktadır. Yüksek faizlerin devam etmesi durumunda 2025’te keskin bir durgunluk ve işsizlik riskinin artabileceğine dikkat çekmektedir. Bu iyimser enflasyon beklentilerinin asgari ücret belirlenmesi ve emekli-kamu çalışanı zamlarının yapılmasında çalışanları mağdur edebileceğini ve durgunluk riskini artırabileceğini ifade etmektedir.
Rezervlerde Bir Toparlanma ve Enflasyon Göstergeleri
Merkez Bankası’nın aylık fiyat gelişmeleri raporuna da değinen Prof. Dr. Kozanoğlu’na göre, henüz enflasyonda belirgin bir düşüş gözlemlenememiştir. TL yatırımlarının cazip hale gelmesiyle yurt dışından fon çıkışları yaşandığını ve TL’nin reel olarak değer kazandığını belirtmektedir. Bu durumun enflasyonu düşürücü etkileri olduğunu açıklamaktadır. Ancak, hizmetler enflasyonunda belirgin bir düşüş olmadığını ifade etmektedir. Kozanoğlu, şirketlerin ve firmaların fiyat artışlarında kar marjlarını aşırı derecede artırdığını ve bu durumun satıcı enflasyonunu zorlaştırdığını vurgulamaktadır.
Üç Ana Harcama Kalemi ve Gelir Dağılımı
Fiyatların, fiyat belirleyiciler tarafından belirleneceğini söyleyen Kozanoğlu, Türkiye’de yoksul vatandaşların genellikle gıda, konut ve ulaştırma harcamalarına sıkışmış durumda olduğunu belirtmektedir. Bu durumun, enflasyon beklentilerini artırıcı bir etkiye sahip olduğunu açıklamaktadır. Ayrıca, kredi kartlarının ve ihtiyaç kredilerinin artmasıyla gelecekte önemli sorunların yaşanabileceğini ifade etmektedir. Özellikle dar gelir gruplarının borç ödeme sorunu yaşamasının kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir.
Orta vadeli programda belirlenen enflasyon hedefi yüzde 17.5 iken, gerçekleşen enflasyonun yüksek olduğuna dikkat çekmektedir. Vergi gelirlerinde beklenen artış ile sıkı para politikası uygulanan bir dönemde gelir dağılımının bozulabileceğini belirtmektedir. KDV ve ÖTV gibi vergilerin gelir dağılımını olumsuz etkilediğini vurgulamaktadır.