İzmir’de Olası Depremler ve Gayrimenkul Piyasasına Etkisi
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan Deprem Uyarıları
Geçtiğimiz günlerde jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde olası deprem senaryolarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle İzmir’deki Tire, Ödemiş, Torbalı, Kemalpaşa, Bayraklı, Bornova, Menemen, Balçova ve Karşıyaka ilçelerine dikkat çeken Ercan, bu bölgelerden konut edinmemeleri için vatandaşları uyardı. Bu yorumlar, gayrimenkul sektöründe farklı tepkilere yol açtı.
Gayrimenkul Sektöründen Tepkiler
Emlak Komisyoncuları Oda Başkanı Mesut Güleroğlu’nun Görüşleri
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, Prof. Dr. Ercan’ın açıklamalarını eleştirerek, bu yorumların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Güleroğlu, "Örneğin İnciraltı’nda yapılaşma bile yok. Ancak bu bölgeyi hedef alarak, ‘buradan ev almayın’ demek, insanları gereksiz yere tedirgin ediyor," şeklinde konuştu. Güleroğlu’nun yorumları, Ercan’ın açıklamalarının, gayrimenkul sektöründe dengesizlik oluşturacağı yönünde.
Piyasa Dinamikleri Üzerindeki Etkisi
26 yıldır emlak sektöründe faaliyet gösteren Güleroğlu, İstanbul’daki önceki örneklere de atıfta bulunarak, Ercan’ın açıklamalarının sadece insanları nasıl tedirgin ettiğini değil, aynı zamanda piyasa dengesizliğine yol açacağını vurguladı. Güleroğlu, “İzmir’de her deprem sonrası bazı bölgelerde yoğunluk artar. Orta halli vatandaşlar, sağlam zeminli alanlara yönelirken, varlıklı bireylerin tercihi ise Urla ve Seferihisar gibi sakin ve güvenli bölgeler oluyor,” dedi.
Sonuç ve Değerlendirme
İzmir’deki olası depremler ve Prof. Dr. Ercan’ın açıklamaları, gayrimenkul piyasasında tartışmalı bir konu haline geldi. Güleroğlu’nun sözleri, bu tür bilimsel uyarıların doğru bir şekilde aktarılması gerektiğine işaret ediyor. Sıkı bir iletişim ve bilgilendirme süreci, hem yatırımcıları hem de vatandaşları tedirgin etmeden, deprem gerçeği ile yüzleşmelerine yardımcı olabilir. Özetlemek gerekirse, deprem bilinci ve gayrimenkul piyasası aynı çatı altında ele alınmalı; zira bu iki unsur, toplumun güvenliği ve ekonomik istikrarı açısından kritik bir öneme sahiptir.

