MEB’in Yerli ve Milli Eğitim Modeli, Dünya Devleri Tarafından Takdir Ediliyor
Milli ve Manevi Değerlere Uygun Harezmi Eğitim Modeli, Eğitim Sistemimize Yeni Bir Soluk Getiriyor
Türkiye’nin eğitim alanındaki büyük değişim hamleleri, milli ve manevi değerlere uygun olarak şekillendirilen Harezmi Eğitim Modeli ile ulusal ve uluslararası ilgiyi üzerine çekiyor. Bu model, öğrencilere liderlik ve sorumluluk alma becerileri kazandırmayı hedefleyerek ezberci eğitim anlayışını geride bırakıyor.
Harezmi Eğitim Modeli’nin Esasları
Harezmi Eğitim Modeli, Türkiye’de farklı bölgelerde uygulanmaya başlanmış ve önümüzdeki yıl geniş kapsamlı olarak hayata geçirilecek. Model, öğrencilerin ilgi alanları, becerileri ve öğrenme ihtiyaçlarına odaklanarak yaşamsal problemleri çözebilen, yenilikçi düşünebilen ve etkili çözümler üretebilen bireyler yetiştirmeyi amaçlıyor. Algoritmik düşünme, bilişsel ve üst bilişsel yetenekler, sosyal-duygusal beceriler ve pratik beceriler gibi alanlara vurgu yapılıyor.
Modelin Kapsamı ve İçeriği
Harezmi Eğitim Modeli, sadece akademik bilgilerle sınırlı kalmayıp, kodlama, robotik ve yapay zeka gibi günümüz gereksinimlerini de içeriyor. Bu sayede öğrenciler, teknolojinin hızla değişen dünyasına ayak uydurabilmek için gerekli yetkinlikleri kazanıyorlar. Aynı zamanda öğrencilerin takım çalışması becerileri geliştirilerek liderlik ve sorumluluk alma konusunda teşvik ediliyor.
Okul Müdürlerinden Pozitif Geri Bildirimler
Modeli uygulayan okul müdürleri, öğrenciler üzerinde Güçlü etkiler yarattığını belirtiyorlar. Örneğin, Şener Birsöz İlkokulu Müdürü Adem Koç, modelin öğrenci merkezli olduğunu ve öğrencilerin yaparak öğrenme sürecine katılarak kalıcı öğrenmeyi sağladığını vurguluyor. Bu sayede öğrenciler, sadece ezber yapmıyorlar, aynı zamanda üreterek, tasarlayarak ve yaparak öğreniyorlar.
Harezmi Eğitim Modeli’nin Geleceği
Harezmi Eğitim Modeli, Türkiye’nin eğitim sistemini tamamen değiştirme potansiyeline sahip önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Bu modelin yaygınlaşmasıyla birlikte, ezberci eğitim anlayışının geride kalacağı ve öğrencilerin 21. yüzyıl becerilerine sahip bireyler haline geleceği öngörülüyor. Bu durum, Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak ve çağın gereksinimlerine uygun yetişmiş insan kaynağına sahip olması açısından büyük önem taşıyor.