markdown

Venedik Bienali’nde Marco Polo’nun İzinde: Amfibio

Sanat, Kültür ve Tarihi Bir Buluşma

Ölümünün 700. yılında, ünlü seyyah Marco Polo’yu anmak üzere düzenlenen etkinlikler çerçevesinde, Venedik Bienali Tarih Arşivi tarafından hayata geçirilen “Gökyüzünü Rüzgâr Çizer. Venedik Bienali Marco Polo’nun izinde” projesi, kültürel bir yolculuğa çıkıyor. Projenin merkezinde ise sanatçı Cevdet Erek’in yaratmış olduğu gezici enstalasyon Amfibio yer alıyor.

Amfibio: Dört Günlük Bir Sanat Deneyimi

Amfibio, ilk olarak 2024 Aralık ayında Çin’in Hangzhou şehrinde sergilendi. Bu özel enstalasyon, her durakla birlikte değişim göstererek modüler özellikleriyle buluştuğu yerin ve kültürlerin ritimlerini yansıtıyor. İkili doğası ile dikkat çeken Amfibio, İstanbul’da Amfibio Ses Günleri ile yeni bir aşama kazanıyor.

2 Ekim’den 5 Ekim’e kadar, Artİstanbul Feshane’de düzenlenen etkinlikte ziyaretçilere, Cevdet Erek’in ses yerleştirmelerini deneyimleme imkânı sunulacak. Her gün 10.00-20.00 saatleri arasında açık olacak enstalasyon, sanatseverlere ücretsiz olarak kapılarını açıyor.

Ses Günleri: Büyüleyici Performanslar

Amfibio Ses Günleri, 2 Ekim Perşembe akşamı Gökhan Deneç ve Fulya Uçanok’un elektro-akustik konseriyle start alacak. Ardından, 3 Ekim’de vurmalı çalgılar topluluğu sa.ne.na., 4 Ekim’de MİAM Gendy Topluluğu ve 5 Ekim’de Peradi Ensemble ile muhteşem performanslar gerçekleştirecek. Her biri saat 18.00’de başlayacak olan bu etkinlikler, İstanbul’un dinamik müzik sahnesini gözler önüne serecek.

Venedik’tan İstanbul’a Bir Köprü

Venedik Bienali Başkanı Pietrangelo Buttafuoco, İstanbul’un Venedik ile olan güçlü bağlarını vurgulayarak, “İstanbul bir diğer Venedik’tir; Venedik de bir diğer İstanbul,” dedi. Sanatçı Cevdet Erek ise, Amfibio’nun İstanbul’un kültürel dokusundan aldığı ilhamla şekillendiğini ifade etti.

Küratör Lonardelli: Yeni Bir Anlayış

Projenin küratörü Luigia Lonardelli, Amfibio’nun İstanbul’daki ortamıyla yeni bir diyalog kurduğunu belirtti. Eser, Haliç’in kıyısında yer alarak, tarih ve modernizmi bir araya getiriyor. Gerçekten de bu etkileşimin güncel deneysel müzik sahnesi ile nasıl bir harmoni oluşturduğuna şahit olmak gerekiyor!

Yorum: Sanatın Birleştirici Gücü

Amfibio, sadece bir eser değil; geçmişle günümüzü, doğu ile batıyı buluşturan bir köprü niteliği taşıyor. İstanbul’un tarihi dokusunda yankılanan bu ses deneyimi, izleyiciyi farklı bir evrene davet ediyor. Kültürel alışverişin bu kadar güçlü hissettirdiği bir zamanda, sanatın birleştirici gücünü bir kez daha anlamış oluyoruz. Kesinlikle, deneyimlenmesi gereken bir sergi!