Urla Torasan, İzmir’de yaşanan arazi işlemlerinin şaibeli yönleri ve planlama süreci, devletin zarara uğraması ve kayıt dışı servetin aklanması iddialarını gündeme getiriyor. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın Tarım arazisi satın alımıyla başlayan süreç, kamunun dikkatini çekmiş durumda. Rektörün, nitelikli bir zeytinlik tarlayı 48 milyon TL’ye aldığı ancak tapuda sadece 10 milyon TL olarak gösterildiği iddiaları, arazinin değer artışı ve kayıt dışı ödemeler hakkında soru işaretleri uyandırıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın araziye özel bir imar düzenlemesi yapmak için başlattığı süreç, plan değişiklikleriyle tarım arazisinin arsa niteliğine dönüştürülmesiyle devam etti. Ancak diğer kamu görevlilerinin bu süreci haksız bulması ve itiraz etmesi, adalet ve eşitlik ilkesinin zedelendiğini gösteriyor.
İddiaların temeli, arazi değer artışı ve nakit transferi üzerinde yoğunlaşıyor. Rektörün ve AVOD Gıda’nın rolü, bu sürecin planlı bir şekilde ilerlemesi ve nüfuzun kullanılmasıyla ilişkilendiriliyor. Nakit transferi sırasında yaşanan şeffaflık eksikliği ve kayıt dışı ekonomi iddiaları da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Ege Üniversitesi arazisinin değeri hızla artarken, bu sürecin spekülatif ve planlı bir şekilde ilerletildiği iddiaları da araştırılmalıdır. Sürecin şeffaflığı ve kamu yararı gözetilip gözetilmediği, detaylı bir inceleme gerektiriyor.
Uzman hukukçular, bu sürecin hukuki boyutlarını incelediklerinde tapuda gösterilen değer ile gerçek satış değeri arasındaki uyumsuzluğa dikkat çekiyorlar. Türk Hukuku ve vergi mevzuatına göre, eksik beyanlar ve gayriresmi ödemeler suç unsuru taşıyabilir. Ayrıca nüfuz ticareti ve toprak koruma kanunu ihlalleri de araştırılmalıdır.
Bu ve benzeri şüpheli işlemler, Türkiye’de şeffaf olmayan uygulamalara ve yolsuzluğa karşı mücadelede önemli birer gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, gerekli incelemelerin yapılması ve sorumlular hakkında adli ve idari önlemlerin alınması gerekmektedir.