Yönetmen kardeşler Eshorn ve Ian Helms’in yeni filmi “Adaletin Eli”, Amerika’nın derin güney bölgesinden esintiler taşıyan bir polisiye film. 1970’lerin gerilim filmlerini anımsatan yapım, özgün olmaktan ziyade tutarlı bir hikaye sunuyor.

Film, ailevi sorunlar ve suçlarla dolu geçmişi olan Cash’in hikayesine odaklanıyor. Borçlarını ödemek ve ailesini korumak için tekrar kirli işlere bulaşmak zorunda kalan Cash, mafya babasının emirlerine uymak zorunda kalır.

KÜRKÇÜ DÜKKANINA GERİ DÖNMEK…

“Adaletin Eli”, hızlı bir tempoyla başlayarak izleyiciyi hikayeye çekmeyi başarıyor. Ancak ilerleyen bölümlerde intikam temasının ağırlık kazanmasıyla bazı klişelere kayabiliyor. Cash’in mafya çetesiyle mücadelesi, zaman zaman tekrar haline gelebiliyor.

FARKLI BİR MAFYA TASVİRİ…

Filmin en ilginç yanlarından biri, yerel bir mafya çetesinin uluslararası alana açılma çabasını göstermesidir. Ayrıca, mafyanın lideri olan ‘Büyük Kedi’ lakaplı bir kadın olması da dikkat çekicidir. Ancak karakterlerin derinliği ve gelişimi, daha iyi işlenebilirdi.

CİDDİ BİR CASTING HATASI

Orlando Bloom’un performansı dikkat çekici olsa da, Andie MacDowell’un karakteri canlandırmadaki zorlukları göz ardı edilemez. Karakterler arasındaki denge ve etkileşim, filmdeki eksikliklerden biridir.

Sonuç olarak “Adaletin Eli”, aksiyon severleri memnun edecek türden bir yapım olsa da, hikayenin bazı yönleri daha derinlemesine işlenebilirdi. Oyunculuk performansları ve karakter gelişimi, filmi daha çekici hale getirebilirdi. Ancak yine de aksiyon ve gerilim sevenler için keyifli bir seyirlik olabilir.