Eğitimde Mezuniyet ve Değişen Değerler: Bir Değerlendirme

Mezuniyet Merasimleri ve Eğitim Yılı Sonrası

Geçtiğimiz hafta, eğitim-öğretim yılı bir kez daha sona erdi. Okullarda mezuniyet törenleri düzenlendi ve son sınıf öğrencileri, temel eğitim kademelerini tamamlamanın sevincini paylaştı. Öğrenci ve velilerin bu mutluluğunu paylaşmaları elbette herkesin en doğal hakkı. Ancak, maalesef bu mutlu anların gölgesinde, moral bozan ve toplumda kaygı uyandıran davranışlar da gözlemlendi.

Kaygı Verici Gözlemler

Son yıllarda mezuniyet törenlerinde ortaokul ve lise öğrencisi kız çocuklarının kılık kıyafetleri, davranışları ve etkileşimleri dikkat çekici bir şekilde değişti. Bu durum, birçok kişiyi derinden yaraladı. Törende sergilenen davranışlar, toplumun geleneksel değerlerinden ne denli uzaklaşıldığını gözler önüne seriyor. Bu tür görüntülerin hem eğitim yönetimi hem de aileler açısından sorgulanması gereken bir durum olduğu aşikar.

Eğitim Sistemindeki Değişiklikler

Eğitim sistemimizin sürekli olarak değişmesi, sosyokültürel etkileri de beraberinde getiriyor. Özellikle 4+4+4 eğitim modeli ile birlikte, birçok aile “dindar nesil yetiştireceğiz” hedefini benimsemişti. Ancak, bugün İmam Hatip Liseleri ve diğer okullar arasındaki farkları incelediğimizde, eğitimde istenen sonuçların alınamadığı anlaşılmaktadır. Namaz kılma oranları, geçmişe göre büyük bir düşüş göstermektedir.

Din ve Ahlak Eğitimi

Din, bireylere güzel ahlakı, doğru davranışları ve sosyal sorumluluk bilincini kazandıran bir yapı taşı olduğundan, eğitimin temelinde yer alması son derece önemlidir. Namazın, bireylerin manevi yapısı üzerindeki etkisi göz ardı edilmemelidir. Ahlakî değerlerin kaybedilmesi, net bir şekilde eğitim sisteminin ve ailelerin değerler konusunda yaşadığı sorunlarla ilişkilidir.

Eğitimde Bediüzzaman Modeli

Bediüzzaman Said Nursi’nin eğitim anlayışı, hem dinî hem de fen bilimlerinin bir arada okutulmasını gerektirmektedir. Bediüzzaman, bu iki alanın birleşiminin bireylerin gelişimine büyük katkı sağlayacağını vurgulamıştır. “Medresetü’z-Zehra” hayaliyle kurmak istediği eğitim sistemi, bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Risale-i Nur’un eğitim sistemimizde temel kaynak olarak kullanılması, bu modelin uygulanabilirliğini artıracaktır.

Sonuç ve Çözüm Önerileri

Sonuç olarak, toplumsal değerlerin kaybolduğu bu dönemde, eğitim sistemimizin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Eğitimde dinî ve ahlakî değerlerin yeniden entegre edilmesi, sadece başarılı bireyler yetiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda toplumumuzun temel yapısını da güçlendirecektir. Öğretmen atamaları, sınav takvimi, müfredat değişiklikleri gibi konular, bu bağlamda dikkatle değerlendirilmelidir. Eğitimin temellerine dönmek, daha sağlıklı bir toplum için kaçınılmaz bir gerekliliktir.