Altın Piyasasında Küresel Belirsizlikler ve Gelecek Beklentileri
Küresel piyasalarda başlangıç noktası olan enflasyon ve resesyon ikilemi, merkez bankalarının para politikalarında gevşeme döngüsü beklentileriyle şekilleniyor. Bu bağlamda, yatırımcıların güvenli liman arayışları devam ederken, altına olan talep artış göstermekte.
Küresel Ekonomi: Tarife Belirsizliklerinin Etkisi
ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasıyla "tarife" konuları yeniden gündeme geldi. ABD’nin ticaret ilişkileri içerisindeki kargaşa, risk algısını yükseltirken, devreye alınan tarifelerin enflasyonist baskıları artırması, ABD Merkez Bankası (Fed) açısından politika alanının daralmasına yol açtı. Ek olarak, ABD’nin büyüyen bütçe açığına dair endişeler, altının yükselişini tetikleyen bir diğer unsur oldu.
Jeopolitik Riskler ve Altın Talebi
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne gerçekleştirdiği saldırılar ve ABD-Rusya ilişkilerindeki belirsizlikler, altını bir güvenli liman olarak daha cazip hale getirdi. Bu durum, merkez bankalarının jeopolitik ve ekonomik risklerden korunma amacıyla altına olan taleplerini artırdı. Özellikle, birçok büyük merkez bankasının geleneksel olarak bulundurdukları ABD tahvillerini azaltarak portföylerini altına kaydırmaları dikkat çekti.
Çinin Güçlü Altın Talebi
Rekor fiyatlarına rağmen, Çin’den gelen fiziki altın talebinin güçlü kalması, piyasada önemli bir destek sağladı. Özellikle, İsrail ile İran arasındaki çatışmalar, yatırımcıların güvenli liman varlıklarına yönelmesine neden oldu. Zayıflayan dolar endeksi, altın fiyatlarını olumlu yönde etkileyerek yatırımcıların ilgisini artırdı.
Dolar Endeksinin Etkisi
2024 yılında 108,5 seviyesine ulaşan dolar endeksi, ilk yarıda 96,7’ye düşerek altın fiyatlarının yükselişine katkı sağladı. Trump’ın Fed Başkanlığı için yeni bir ismi belirleme yönündeki belirsizlikler, altına olan talebi artıran bir başka faktör hâline geldi.
Altın Fiyatlarının Yükselişi
Dünya Altın Konseyi verilerine göre, fiziksel altınla desteklenen borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) yılın ilk yarısında başarılı bir yatırım girişi gerçekleşti. Konseyin yaptığı ankette, katılımcıların yüzde 95’i altın rezervlerinin artacağını öngörüyor.
Beklentiler ve Değerlendirmeler
2023 yılı itibarıyla altının ons fiyatı, yılın ilk yarısında yüzde 25,9 artarak 3,303 dolara kadar yükseldi. Özellikle mart ayında yaşanan yüzde 9,3’lük aylık artış, ticaret savaşlarına dair belirsizliklerle doğrudan ilişkiliydi. Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, yılın ikinci yarısında tarife belirsizlikleri ve jeopolitik gerilimlerin azalacağı öngörüsünde bulunarak, altın fiyatlarının 3,700 doları geçmeyeceğine dikkat çekti.
Erbaş, altının yıl sonuna kadar 3,300-3,500 dolar seviyelerinde dengeleneceğini öngörüyor. Ayrıca, dolardaki zayıflamanın etkilerini vurgulayarak, "Dolar, yaklaşık son 50 yılda en hızlı değer kaybını yılın ilk yarısında kaydetti," dedi.
Sonuç
Küresel piyasalardaki gelişmeler ve belirsizlikler, altın talebini artırırken, yatırımcıların güvenli liman arayışları devam etmekte. Gelecek dönemde, merkez bankalarının politika hamleleri ve piyasa dinamikleri, altın fiyatları üzerindeki etkisini sürdürecektir.