İzmir’de Deprem Riski Artıyor: Uzmanlar Uyarıyor
Tuzla Fayı ve Diğer Faylar Aktif Hale Geliyor
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, iki bin yılı aşkın süredir hareket etmeyen Tuzla Fayı’nın deprem üretme zamanına geldiğini belirtti. Ayrıca Menemen, Güzelhisar, Gülbahçe, Seferihisar ve Bergama faylarının da bu sisteme katılma aşamasına geldiğini vurguladı.
İzmir’deki Yapı Stoku Tehlikede
Prof. Dr. Sözbilir, İzmir’in yapı stokunun yüzde 60’ının depreme dayanıksız olduğunu ifade ederken, kenti çevreleyen 40 aktif fayın varlığına dikkat çekti. İzmir ve çevresindeki stres birikiminin hızlandığını belirten Sözbilir, bazı bölgelerde deprem aktivitesinin aniden durmasının riskin arttığını gösterdiğini söyledi.
İzmir Fayı’nın Tehlikesi ve Diğer Faylar
İzmir için en riskli olan fayın İzmir Fayı olduğunu kaydeden Sözbilir, bu fayın kuzey yönlü olduğunu ve İzmir Körfezi’nin fayın etkisinde olduğunu ifade etti. İzmir Fayı’nın son depremi 1688 yılında gerçekleştiği için, yeniden kırılma ihtimalinin düşük olduğunu belirtti.
Türkiye Genelinde Deprem Riski
Sözbilir, Türkiye’nin 30’a yakın bölgesinde deprem üretmeye hazır fayların bulunduğunu da dile getirdi. Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde deprem hareketliliğinin sürdüğünü anlatan Sözbilir, bu bölgede 10 Ağustos tarihinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin etkilerine dikkat çekti.
Erken Uyarı Sistemleri ve Gelecek Planları
Prof. Dr. Sözbilir, İzmir ve çevresi için erken uyarı sistemi geliştirdiklerini açıkladı ve iki ay içinde fay yakınlarına 12 istasyon kuracaklarını belirtti. Ayrıca, üniversite bünyesindeki deprem araştırma ve uygulama merkezini deprem araştırma ve risk azaltma enstitüsüne dönüştürmeyi hedeflediklerini vurguladı.
Sonuç
Türkiye’nin deprem riski taşıyan bölgeleri için alınacak önlemler ve erken uyarı sistemleri büyük önem arz ediyor. Uzmanların uyarıları dikkate alınarak, şehirlerin güçlendirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Özellikle İzmir gibi fay hatları üzerinde yer alan şehirlerde hazırlıklı olmak, olası felaketlerin etkisini en aza indirgemek açısından kritik bir öncelik taşımaktadır.

