Üniversite: Bilim ve bilimsel özgürlük kaynağıdır.

Boğaziçi Üniversitesi’nde Yaşanan Gelişmeler Üzerine MakaleHaberin BaşlıklarıBoğaziçi Üniversitesi’nde Yaşanan Gelişmeler Üzerine Makale11 Şubat ve 2 Ocak Arasındaki SüreçÜniversitenin Yapısı ve MücadeleDirenişin Etkisi ve Yoğun MesaiNasıl Bir Üniversiteli?Humboldt’un Tanımı ve GüncelliğiBilim ve Eleştirel DüşünceÜniversitenin Geleceği 11 Şubat ve 2 Ocak Arasındaki Süreç 11 Şubat tarihinde, “Neden Kabul Etmiyoruz Ve Vazgeçmiyoruz” yazısını yazarken ikinci bir yazıda da […]

Bogazici Universitesinde Psikoloji Cekiciligi.9

Boğaziçi Üniversitesi’nde Yaşanan Gelişmeler Üzerine Makale

11 Şubat ve 2 Ocak Arasındaki Süreç

11 Şubat tarihinde, “Neden Kabul Etmiyoruz Ve Vazgeçmiyoruz” yazısını yazarken ikinci bir yazıda da üniversitenin ne olduğunu, bilim denen şeyin ne olduğunu ve bunun ışığında bilimsel ortamın özgürlük yanı sıra ne gibi başka olmazsa olmazları olduğunu yazmayı planlamıştım.

Ancak 2 Ocak 2021 günü itibariyle başlayan süreçte kendimizi adeta bir “Blitzkrieg”in içinde bulduk. Saldırı öylesine hızlı ilerliyordu ki Melih Bulu ve sonrasında Naci İnci atamasına karşı yürüttüğümüz mücadele akademik dönemin yoğunluğu ile birlikte hepimizi adeta nefessiz bıraktı.

Üniversitenin Yapısı ve Mücadele

Şubat yazısında üniversitenin sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok üniversitesiyle kıyasla hatırı sayılır bir yatay yapılanması olduğundan bahsetmiştim. Bu direniş yine yatay düzlemde birçok yeni dostluk ve mücadele becerileri ve pratikleri üretmiştir.

Direnişin Etkisi ve Yoğun Mesai

Direniş, doğal olarak, zaten normal mesai saatlerinin tümüyle ötesine taşan akademik uğraşlarımızın ve idari sorumluluklarımızın üstüne binen yoğun bir ek mesai oldu. Yine de tüm yorgunluğumuza ve bizi acıtan olaylara rağmen bizi ayakta tutan şey tünelin ucundaki ışık.

Nasıl Bir Üniversiteli?

Üniversitenin olmazsa olmazı özgür, eleştirel düşüncedir, o kadar ki bu olmadan gerçek anlamda çığır açan bir bilgi üretimi imkânsızdır.

Humboldt’un Tanımı ve Güncelliği

Humboldt’un 19. yüzyılda üniversiteyi, sadece bilgi nakleden değil bilgi üreten bir kurum olarak tarifi çok önemli bir değişimdir. Ancak Humboldt perspektifinin esas önemli önermesi, üniversitelerin yetiştireceği bireylere ilişkindir.

Bilim ve Eleştirel Düşünce

Bilim daha fazlasını ister eğer ki “taşralı bilim” yapmakla yetinmek istemiyorsanız. Egemen güçler açısından tehlike tam da buradan gelir. Çünkü çığır açıcı bilim ancak ve ancak eleştirel düşüncenin var olabildiği, bilimle sanatın birbirinden ayrılmadığı, tersine birbirini beslediği, özgür bir ortamda ortaya çıkabilir.

Üniversitenin Geleceği

Hayalimiz, 21. yüzyılda üniversitelerin, özgür, özgün, vicdan ve akla dayalı, sorumlu ve bütünlüklü bakışa sahip dünya vatandaşı bireylerin yetiştiği yerlere dönüşmesidir.

Not: Bu yazı 28 Kasım 2021’de T24 Yıllık 2022 için kaleme alınmıştır.

Exit mobile version