Üniversitelerin Direnç Hattı: Kadınlar Kuşatma Altında, Geri Adım Yok
19 Mart Sonrası Kadın Mücadelesinin Yükselişi
Son dönemde Türkiye’nin üniversite kampüslerinde etkili bir kadın direnişi gözlemleniyor. 19 Mart sonrası, genç kadınlar farklı üniversitelerde örgütlenerek sürdürülebilir bir mücadele sergiliyor. İzmir’den İstanbul’a çeşitli üniversitelerden kadın öğrenciler, yasaklara ve baskılara rağmen dayanışma içinde birbirlerine sahip çıkma gayretinde.
Genç Kadınlardan Mesajlar
ODTÜ’den Sude
Sude, Türkiye’de uzun süredir var olan kadın mücadelesinin önemine değinerek, 19 Mart Direnişi’nin gençleri daha da motive ettiğini belirtiyor. "Üniversitelerde genç kadınların mücadelesi, iktidarın baskılarına karşı bir varoluş mücadelesi haline geliyor" diyor.
İstanbul Üniversitesi’nden Umay
Umay, mücadelede birlik olmanın önemine vurgu yaparak, "Birlikte durduğumuzda daha güçlü oluyoruz" şeklinde düşüncelerini paylaşıyor.
Boğaziçi’nden Ebrar
Ebrar, 19 Mart’taki direnişin öfkeyi kolektif bir şekilde dışa vurduğunu ve gençlik hareketinin iktidar karşıtlığını öne çıkardığını ifade ediyor.
Hacettepe’den Ezel
Ezel, bu süreçte kadınların birlik içinde hareket etmesinin gerekliliğini ön plana çıkarıyor. "Artık geri adım atmak yok" dedi.
Dokuz Eylül’den Yağmur
Yağmur, hukuksuz uygulamalara karşı iradesini korumak için sokaklarda olduklarını belirtiyor.
Rejim Saldırıları ve Mücadele
İktidarın Dayattığı Şiddet
Kadınlar, her gün artan kadın cinayetleri ve kampüslerdeki taciz vakaları ile karşılaşıyor. Sude, "Bu saldırılar, kadın dayanışmasını güçlendirmek zorunda bırakıyor” diyor.
Disiplin ve Dayanışma
Umay, ülkenin en bilinçli genç kesiminin üniversitelerde olduğunu vurgularken, Ebrar ise rejimin baskılarının birleşik bir mücadelenin doğmasına sebep olduğunu belirtiyor.
Hacettepe’deki Durum
Ezel, Hacettepe’deki feminist ve öğrenci direnişlerinin rejim tarafından hedef alındığını, fakat bu baskıların kadınları daha da kenetlediğini dile getiriyor.
Gelecek İçin Bir Araya Gelmek
Yağmur, mücadelenin, daha geniş bir kesimi de kapsayarak birleşik bir hareket haline gelmesi gerektiğini düşünüyor.
Kadın Öğrenci Hareketinin Karşılaştığı Zorluklar
Kayyum Yönetimleri
Sude, kayyum rektörlerin üniversitelerde yarattığı baskıyı, Umay ise sosyal alanlara yapılan müdahaleleri gündeme getiriyor.
Sistematik Güvencesizlik
Ebrar, özellikle kadınlara yönelik uygulanan güvenlik önlemlerinin arttığını ve buna karşı etkin mekanizmaların eksikliğinin büyük sorun yarattığını belirtiyor.
Dayanışma ve Talepler
En Acil Talepler
Sude, güvenli kampüsler için etkili önlemler talep ediyor. Umay, şiddet ve taciz durumlarında etkin soruşturma mekanizmaları isteyen bir başka önemli talep olarak öne çıkıyor.
Rektörlükten Beklentiler
Hacettepe’den Ezel, rektörlüklerin kampüs kadınları ve LGBTİ+ bireyleri koruyan şeffaf politikalar geliştirmesinin önemini vurguluyor.
Gelecek Vizyonu
Kadın Mücadelesinin Gelişimi
Kadın hareketinin daha sistemli ve kitlesel bir hâle gelmesi gerektiği vurgusu yapılıyor. Ezel, bu mücadelenin yoksullaşma, barınma ve güvencesizlik gibi alanları da kapsaması gerektiğini ifade ediyor.
Sonuç
Sonuç olarak, üniversite kampüslerinde yaşanan kadın direnişi, sadece üniversite gençliğinin değil, tüm toplumun demokratikleşme mücadelesinin de bir göstergesi. Kadınların birleşik mücadelesi, geleceğin daha adil ve eşit bir eğitim ortamında şekillenmesi için kritik bir adım. Kadınların taleplerine kulak vermek, yalnızca akademik başarı için değil, aynı zamanda toplumun tüm katmanlarının özgürleşmesi için de gereklidir.
