Öğretmenlik Mesleğine Yapılan Saldırılar ve Geleceği
Ataması Yapılmayan Öğretmenler: Güvencesiz İş Gücü
Türkiye’de yarım milyonu aşkın ataması gerçekleştirilmeyen öğretmen, kamuda ve özel sektörde güvencesiz iş gücü haline gelmiş durumda. Birçok öğretmen, mesleklerinin getirdiği sorumlulukların yanı sıra, geçim derdiyle farklı işler yapmak zorunda kalıyor. Üç gün önce Gaziantep’te bir arkadaşımız Ahmet Enes Gül’ün, ataması yapılmadığı için inşaatta çalışırken iş cinayetine kurban gitmesi durumu, bu sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Eğitimde Yeni Yaklaşımlar ve Eğitim Fakülteleri Üzerindeki Etkileri
Maarif Müfredatı ve Öğretmenlik Meslek Kanunu
Maarif müfredatı, yeni bir insan, devlet ve toplum anlayışına uygun öğretmen profili oluşturmaya çalışıyor. Bu bağlamda Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Milli Eğitim Akademisi, öğretmenlik mesleğini uzmanlık olmaktan çıkarmış ve öğretmenler arasında farklı ücretlendirmelerle bir ayrım yaratmıştır. Eğitimde "böl-parçala-yönet" taktiği, bu sistemle bir kez daha devreye girmiştir.
Eğitim Fakülteleri ve Milli Eğitim Akademisi İlişkisi
Milli Eğitim Akademisi ile birlikte eğitim fakülteleri fiilen devre dışı bırakılmıştır. Bakanlık, öğretmen adaylarının eğitimini kendisi üstleneceğini ve kimin öğretmen olacağını belirleme yetkisini elinde bulunduracağını ifade etmiştir. Bu durum, öğretmenlik mesleğinin niteliğini zayıflatmakta ve eğitimde kalitenin düşmesine sebep olmaktadır.
Siyasi Kontrol ve Eğitim Politikasındaki Değişiklikler
Siyasi Ikdaranın Eğitim Üzerindeki Baskısı
ÖMK ve Milli Eğitim Akademisi, siyasi iktidarın baskı aracına dönüşmüştür. Kimin öğretmen olacağı, atanacağı veya uzmanlaşacağı konusunda kararlar alacak kurullar, yalnızca bir siyasi partinin denetiminde faaliyet göstermektedir. Zorunlu eğitimin kısaltılması planları, binlerce öğretmenin norm fazlası olmasına ve atama bekleyenlerin umutlarının elinden alınmasına yol açabilir.
Eğitim Ve Öğretim Politikaları Kurulu’nun Etkisi
2018 yılında kurulan Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, eğitim politikalarındaki belirleyici rolüyle dikkat çekmektedir. Son güncellemelerde, özel okul patronlarının ve sektör temsilcilerinin bu kurullarda yer alması, eğitimdeki ticaretleşmenin daha da hız kazanmasına neden olmaktadır.
Yeni Modellemenin Eğitim Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Cami-Okul ve Medrese-Okul Modellemesi
Son dönemde cami-okul ve medrese-okul uygulamaları, öğretmenlerin yerini alarak, eğitim sistemini özelleştirmekte ve öğretmenlerin rolünü kısıtlamaktadır. Zorunlu eğitimin kısalması ile birlikte, öğretmenlik mesleği fiilen ortadan kaldırılmakta, öğrencilerin öğretmenle olan bağı zayıflatılmaktadır. ÇEDES uygulamaları ve diğer iş birlikleri, bu süreci hızlandıran önemli faktörler arasında yer alıyor.
Mücadele ve Gelecek
Öğretmenlik mesleği, eğitimde bir hak olmaktan çıkarılıp, sermaye ve özel sektörün kontrolüne devredilmektedir. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, eğitimde yaşanan bu olumsuz gelişmelere karşı "Öğretmenliği Yaşatacağız" adı altında eylemler düzenliyor. Ancak, bu mücadelede birlik sağlanmadığı takdirde, öğretmenlik mesleği ve onun getirdiği değerler büyük bir tehdit altında kalmaya devam edecektir.
Sonuç
Eğitim emekçilerinin birleşik mücadelesi, bu zor koşullarda öğretmenlik mesleğini yaşatmak açısından oldukça kritik bir öneme sahiptir. Eğitim politikalarında köklü değişikliklere ihtiyaç duyulmakta ve öğretmenlerin haklarının gözetilmesi için daha fazla farkındalık oluşturulması gerekmektedir.
Bu yapılandırılmış içerik, öğrenci gelişimini, ders saatlerini ve okuldaki diğer önemli süreçleri de göz önünde bulundurarak, öğretmenlik mesleğinin present ve gelecekteki durumunu ele almaktadır.