Paslanmaz Çelik Sektöründe Damping ve Vergi Tartışmaları
Uzakdoğu Rekabetinin Etkileri
Paslanmaz çelik sektöründe yaşanan vergi tartışmaları sürerken, Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, CNBC-e’ye yaptığı açıklamalarda 2025 yılındaki zorlu süreci vurguladı. Uzakdoğu’dan gelen düşük fiyatlı ürünlerin baskısı, yerli üreticilerin maliyetlerini artırarak sektördeki üretimi olumsuz etkiliyor.
Dampingli Ürünlere Dikkat
Kayabaşı, özellikle Çin ve Endonezya’dan Türkiye’ye ithal edilen dampingli paslanmaz çelik ürünlerinin, yerli üreticilere ciddi zarar verdiğini ifade etti. Ticaret Bakanlığı’nın bu konudaki rekabet soruşturmasının ise önümüzdeki bir-iki ay içinde sonlanmasını bekliyor. Soruşturmanın ardından anti-damping vergisi uygulanması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Anti-Damping Vergisi Beklentileri
Kayabaşı, “Soruşturmanın sonucunda iki ülkeden gelen ürünlere anti-damping vergisi konulmasını bekliyoruz” şeklinde bir değerlendirme yaptı. 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek SKDM ve uyum zorunlulukları hakkında da uyarılar yaptı. Eğer iç pazarı koruyacak adımlar atılmazsa, ithalatın daha da artacağına dikkat çekti.
Çift Haneli Vergi Sunumu
Kibar Holding CEO’su, piyasa analizlerine göre, Uzakdoğu’dan gelen ürünlerde çift haneli oranlarda damping tespit ettiklerini belirtti. “Ticaret Bakanlığı’nın çalışmaları yakın zamanda sonuçlanacaktır ve çift haneli oranında bir anti-damping vergisi bekliyoruz" dedi. Bu durum, mevcut yüzde 12’lik ek vergi ile birleştiğinde, toplam vergi yükünün en az yüzde 22’ye ulaşmasına neden olabilir.
Sektörden Gelen Tepkiler
Üretimle ilgili kaygılar sadece çelik sektöründe değil, mutfak eşyaları ve beyaz eşya sektörlerinde de hissediliyor. Sektör temsilcileri, ek verginin paslanmaz çelik fiyatlarını artıracağı ve dolayısıyla maliyetleri artırarak istihdam kaybına yol açabileceğini savunuyor.
Ekonomik Gözlemler ve Değerlendirme
Paslanmaz çelik sektöründeki bu vergi tartışmaları ve dampingli ürünler, ekonominin çeşitli alanlarını etkileyebilir. Faiz oranları ve kur dalgalanmaları, sektördeki belirsizliklerle birleştiğinde, iç piyasanın dengesi açısından kritik bir öneme sahip. Kibar Holding CEO’sunun uyarıları, yerli üreticilerin korunması adına alınacak önlemlerin aciliyetini gösteriyor. Eğer hükümet, yerli üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için gerekli adımları atmazsa, önümüzdeki dönemler daha fazla maliyet ve istihdam kaybıyla dolu olabilir. Bu sürecin dikkatle takip edilmesi şart.

