Ege Üniversitesi’nde Barınma Krizi: Yüksek Yurt Ücretleri ve Dar Alanlar
Türkiye’deki Barınma Sorunları
Türkiye’deki barınma sorunu, giderek derinleşerek eğitim hakkını tehdit eden fahiş yurt ücretleriyle birleşiyor. Ege Üniversitesi’ndeki Öğrenci Köyü, bu durumu gözler önüne seren bir örnek haline gelmiş durumda. Devletin yönetiminde olması gereken bu yurtta, piyasa mantığına dayalı uygulamalar ve artan aidatlar, öğrencileri adeta “müşteri” konumuna düşürüyor.
Yüksek Yurt Ücretleri ve Koşullar
2025 yılı itibarıyla Öğrenci Köyü’ndeki aidat artışlarının yalnızca bütçeleri değil, geleceklerini de tehdit etmesi dikkat çekiyor. Mevcut odaların durumu, birçok İskandinav hapishanesinden bile daha kötü bir durumda. Dar, havasız ve bakımsız odalar artık öğrenciler için sıradan hale geldi. Bunun yanında, kâr elde etmek amacıyla yapılan zamlar, adalet duygusunu zedelerken, öğrencilerin temel ihtiyaçları göz ardı ediliyor. Devletin kontrolündeki bir yurtta yaşanan bu sorunlar, barınmayı lüks bir ihtiyaca dönüştürüyor.
Dar Alanlarda Kalmanın Zorlukları
Öğrenci Köyü’ndeki mevcut binalar, yalnızca küçük bir alanı kaplamakta. Mevcut arazi daha fazla öğrenciye konaklama imkânı sunabiliyorken, neden yalnızca birkaç bina inşa edildiği anlaşılır değildir. Gerekli olan, ihtiyaçları karşılayacak doğru planlamanın yapılmasıdır. Şans eseri yurtta kalabilmek, birçok öğrencinin karşılaştığı bir durum hâline gelmiştir. Barınma imkânları, adeta bir şans veya kayırma ile elde edilmektedir.
Barınma Hakkı: Devletin Sorumluluğu
Devletin, öğrencilere barınma imkânı sunması esas bir görevidir. Ancak günümüzde kamu yurtları dahi özel işletmeler gibi davranmakta ve bu durum sosyal adaleti tehdit etmektedir. Önümüzde iki seçenek var: Ya barınma hakkını kâr odaklı mantığa feda edeceğiz ve gelecekteki nesilleri maddi sıkıntılara hapise alacağız, ya da sosyal adalet temelinde kamusal yaşamı yeniden inşa edeceğiz. Barınma bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır.
Öğrencilerin barınma sorununu çözme gücüne sahip olduğu unutulmamalıdır. Birlikte hareket ederek, taleplerimizi kolektif biçimde ifade etmek ve dayanışma içinde olmak bu noktada oldukça önemlidir. Öğrenci meclisleri, sendikalar ve dayanışma ağları, bu sorunların çözümünde etkin rol oynamalıdır.
Kısa Yorum
Ege Üniversitesi’ndeki yurt sorunu, Türkiye genelinde barınma hakkı üzerine tartışmaları derinleştiren önemli bir örnek teşkil ediyor. Barınma sorunlarının çözülmesi için sadece öğrencilerin değil, tüm toplumun dayanışma içerisinde olması gerektiği ortada. Bu bağlamda, devletin barınma politikalarını gözden geçirmesi ve sosyal adalet ilkesine göre yeniden yapılandırması kaçınılmaz hale gelmiştir.