Neden Hepimiz Aynı Saat Dilimini Kullanmıyoruz?

Zaman dilimlerinin kafa karışıklığına neden olmak yerine, karışıklığı azaltmanın bir yolu olarak icat edildiğini biliyor muydunuz? Güneş zamanı, gezegen üzerinde bir noktadan diğerine kısa bir mesafe bile hareket ettikçe değiştiğinden , insanlık tarihinin büyük bir bölümünde günün saati her yerde değişiklik gösteriyordu.

Demiryolları Zaman Dilimlerini Nasıl Standartlaştırdı?

Ancak tam zaman konusundaki kafa karışıklığı, demiryolu trenlerinin bir yerden diğerine hızlı bir şekilde seyahat etmeyi mümkün kılmaya başladığı 1800’lü yıllara kadar büyük bir sorun değildi. Hanke (Baltimore’daki Johns Hopkins Üniversitesi’nde uygulamalı ekonomi profesörü) , “Birdenbire insanlar trenleri kaçırıyordu ve ramak kala kazalar ve tren çarpışmaları yaşanmaya başladı” diyor.

Karmaşık zaman dilimlerinden rahatsız olan sadece Avrupa değildi. Hanke, “ABD’de her şehrin farklı bir zaman standardı vardı” diye ekliyor. “ABD’de 300 yerel saat dilimi vardı, ancak demiryolları sonunda bunu 100’e indirdi.”

1876’da tarife hatası nedeniyle kaçırılan bir tren, İskoçya doğumlu mühendis Sir Sandford Fleming’in küresel zaman işleyişini yeniden düşünmesine neden oldu . Fleming’in yenilikçi yaklaşımı dünyayı her biri yaklaşık 15 derece aralıklı 24 zaman dilimine böldü.

Sistemi, yerel güneş günlerine güvenmek yerine, Greenwich Ortalama Zamanının (GMT) güneşin başlangıç ​​meridyeni üzerindeki konumuna göre ayarlandığı Birleşik Krallık’taki Royal Greenwich Gözlemevi’ne referans verdi . Çoğu deniz haritası Greenwich’i başlangıç ​​meridyeni (ya da boylamı 0 derece) olarak işaretlediğinden, Doğu ve Batı Yarımküreleri kesintisiz bir şekilde ayıran çizgi haline geldi.

18 Kasım 1883’te – “iki öğlen günü” olarak anılmaya başlandı – Kuzey Amerika’daki demiryolları yalnızca dört saat diliminden oluşan bir sisteme dönüştü: Doğu Saati, Merkezi Saat, Dağ Saati ve Pasifik Saati.

Pek çok şehir de sistemi benimseyen yönetmelikler çıkardı ve sonunda ABD genelinde standart haline geldi . GMT’nin başlangıç ​​noktası olarak kullanılması, farklı ABD şehirleri arasında başlangıç ​​meridyeni olma onuru için herhangi bir rekabetin önüne geçti.

Tüm Bu Bölgeleri Yoğunlaştırabilir miyiz?

Ancak daha az zaman değişimine rağmen, zaman karışıklığı 20. yüzyılda bir sorun olarak yeniden ortaya çıktı. Hava yolculuğunun ortaya çıkışı mesafeleri daha da daralttı ve internet ile mobil cihazların yükselişi, gezegenin her yerindeki insanlar arasında anlık iletişimi mümkün kıldı ve bize uzak yerlerdeki olaylara sıkı sıkıya bağlı olduğumuz 7/24 bir kültür kazandırdı.

Bu nedenle birkaç yıl önce Hanke ve meslektaşı Johns Hopkins Üniversitesi fizik ve astronomi profesörü Richard Conn Henry daha da basit bir çözüm önerdiler. Zaman dilimlerini tamamen ortadan kaldırıp tüm dünyayı evrensel saate (UTC) geçirmek istiyorlar . Onların sistemine göre, bir yerde saat 9:00 iken, gezegenin her yerinde saat 9:00’dır; bir yerde sabah, başka bir yerde akşam olsa bile.

Seyahate alışmayı kolaylaştırmanın yanı sıra, gezegende bir kez seyahat etmek, örneğin denetim kurulu olan Hanke gibi Montana’dan Almanya’ya dağılmış kişilerden oluşan gruplarla konferans görüşmeleri düzenlemesi gereken insanlar için de kolaylık sağlayacaktır . Hollandalı bir şirketin başkanı bazen bunu yapmak zorunda kalıyor.

Hanke ve Henry 2012’de zaman dilimlerinin kaldırılmasını önerdiğinden beri, çok satan yazar ve New York Times deneme yazarı James Gleick gibi diğerleri de bu fikri desteklediler. Ve bir dereceye kadar evrensel zamana geçiş zaten gerçekleşti.

Uygulamada UTC

Örneğin ABD’deki pilotlar ve hava trafik kontrolörleri evrensel zamana güveniyor. İşlemleri zaman dilimlerinin yanı sıra bazen sınırları da aşan finansal tüccarlar, fiyatlandırmanın doğru olduğundan emin olmak için işlemleri evrensel zamanda da damgalıyor. Ve internet aslında evrensel zamana göre çalışıyor.

Bazıları evrensel saate geçişin insanların günlük programlarının ritmini değiştirip değiştirmeyeceğini merak edebilir, ancak Hanke öyle düşünmüyor.

“İnsanlar şöyle diyor: ‘Ah, eğer evrensel zamana gidersek, bu dışarısı karanlıkken işyerleri açmamız gerektiği anlamına gelirdi.’ Hayır, işiniz güneşle birlikte şimdiki gibi gider. New York veya Baltimore’da normal olarak sabah 9’da açılıyorsanız, bu sizin saatinizde 14:00 [14:00] olur” diyor (GMT’nin şu şekilde olduğunu varsayarsak: sabah 9)

Alışmak biraz zaman alabilir ama Hanke, bir nesil içinde UTC ile büyüyen çocukların, örneğin sabah 7’yi kahvaltı saatiyle ya da sabah 9’u işe başlamayla ilişkilendirmeyeceklerini düşünüyor. Ve bu geçiş duyulmamış bir şey değil.

Henry, “Çin’in şu anda Doğu-Batı gayrimenkullerinin büyük bir kısmı için tek bir zaman dilimine sahip olması nedeniyle bu ‘sorunu’ var” diye ekliyor. “Ancak işletmelerin açılış/kapanış saatleri vb. konusunda yerel kararların alınmasıyla bu sorun tamamen giderilebilir. Bu, dünya çapındaki bir sistem için kesinlikle gerekli olacaktır.”