Eğitimci Mağduriyeti: Ücretli Öğretmenler MEB Eliyle Dışlanıyor
Ücretli Öğretmenlerin Zor Durumu
Son yıllarda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ücretli öğretmenlik sistemi, binlerce eğitimcinin asgari ücretin altında ve güvencesiz bir şekilde çalışmalarına neden oluyor. Birçok öğretmen, bu durumun kendilerini nasıl sistem dışına ittiğini ifade ediyor. Almanca öğretmeni olarak görev yapmış ve ismini vermek istemeyen bir eğitimci, yaşadığı zorlukları paylaşıyor.
Asgari Ücretin Altında Çalışmak: Bir Eğitimcinin Hikayesi
Halk Eğitim Merkezi’nde kurs veren bu öğretmen, 11 yıl boyunca ücretli öğretmenlik yaptığını belirtti. “Atanamadığım için mecburen ücretli öğretmen olmak zorunda kaldım” diyen öğretmen, yılın sadece mayıs ayında 19.500 TL maaş aldığını aktarıyor. Ancak, bu gelirinin sigortasının en iyi ihtimalle sadece 22 gün yatırıldığını vurguluyor. “Üniversiteden mezun oldum, geleceğe ışık tutmak amacıyla öğretmen oldum ama başımda sürekli bir güvencesizlik var. Oysa MEB, öğretmenlerin donanımlı yetişmesini, kaliteli eğitim vermelerini savunuyor. Ama 85 bin ücretli öğretmeni asgari ücretin altında çalıştırarak bunu yapamazsınız” diye konuştu.
Hayatta Kalma Mücadelesi
Bu eğitimci, yaz aylarında memleketinde tarlada çalıştığını, kısa süreli işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştığını açıkladı. “Ev kirası 12 bin TL, faturalarla birlikte toplamda 17-18 bin TL gibi bir giderim var. Aldığım maaş ise ancak 19 bin TL’ye denk geliyor. Bu parayla geçinmemiz imkansız” dedi. Öğretmen, aileden destek almak zorunda kaldığını ve bu durumun utanç verici olduğunu sözlerine ekledi.
Eğitim Sisteminin Sorunları ve Çözüm Önerileri
Eğitimciler, ücretli öğretmenlik sisteminin başlıca mağduriyet yarattığını belirtiyor. Öğretmenler, bu sıkıntıların giderilmesi için daha iyi bir yönetmelik ve özlük haklarına ihtiyaç olduğunu savunuyor. Hizmet içi eğitimler, seminerler ve ek dersler gibi konular, öğretmenlerin maddi ve manevi olarak desteklenmesi için önemli alanlar olarak öne çıkıyor.
MEB’in Yeni Politikaları
Ancak MEB’in yeni politikaları, mevcut sorunları görünmez kılmaya devam ediyor. "Eğer ücretli öğretmenlik diye bir sistem yoksa, 11 yıldır neden bu sistemin içindeyim?" diyen bir başka öğretmen, bu belirsizliklerin ve güvencesizliğin eğitim sisteminde yarattığı tahribatı sorguluyor.
Sonuç olarak, ücretli öğretmenlerin sorunları sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele haline gelmiştir. MEB’in bu konuya yönelik alacağı ciddiyet ve yenilikçi adımlar, hem eğitimcilerin hem de öğrencilerin geleceği için kritik bir rol oynayacaktır. Bu bağlamda, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, nitelikli eğitimin önünde bir engel teşkil eden bu sorunu çözmek için öncelikli adım olmalıdır.