Yönetmen Zeki Demirkubuz: “Sinemada Anlatacak Yeni Bir Hikaye Kalmadı”

Eskişehir/Ekonomim

Master Class etkinliğinde konuşan Zeki Demirkubuz, sinema yolculuğu ve edebiyat sevgisi üzerine derinlemesine bilgiler paylaştı. Yönetmen, sinemayla olan ilk bağlarının edebiyat, özellikle de Dostoyevski ile kurulduğunu ifade etti. “Dostoyevski ile tanışmam bir dizi tesadüfle oldu ve zamanla öykü yazmaya başladım. Amacım, toplumsal olarak yok sayılan bir çocuğun kimliğini ortaya koyma mücadelesiydi. Kalemi elimize almanın en önemli sebebi, kendimizle yüzleşmektir,” dedi.

Asistanlık Sürecim ve Sinemaya Geçiş

Demirkubuz, Zeki Ökten ile tanışmasını sinema kariyerinin başlangıcı olarak gördüğünü belirtti. 9 yıl boyunca asistanlık yaptığını hatırlatan Demirkubuz, bu süreçte film çekme arzusunun pek olmadığını, sadece daha iyi bir çalışma ortamı arzuladığını vurguladı. “Masumiyet” filminden sonra sinemanın büyüsünü anlayarak daha bilinçli bir şekilde sinemaya yöneldiğini ifade etti.

Yeni Hikayelerin Olmadığı Düşüncesi

Yönetmen, günümüzde yeni bir hikaye anlatmanın zor olduğuna dikkat çekti. Edebiyat ve sinemanın, modern sanatın etkisi altına girdiğini belirten Demirkubuz, güçlü temaların geçmişten günümüze işlenmiş olduğunu düşündüğünü söyledi. “Aşk, nefret ve fedakarlık gibi temaların hepsi geçmişte çokça ele alındı. Dolayısıyla yeni bir şey kalmadığını düşünüyorum. Edebiyat sona eriyorsa, modern sanatın gücünden yararlanmalıyız,” dedi.

Kendine Karşı Yükümlülük

Demirkubuz, bireyin en büyük sorumluluğunun kendisine karşı olduğunu vurguladı. “Bir sanatçı, kimlik limitlerinin dışına çıkan bir projeye girişmemeli. Hayatı yalnızca sinema veya edebiyatla sınırlamak, yaşama karşı bir hakarettir,” şeklinde konuştu.