Tekirdağ’da 5.3 Büyüklüğünde Deprem: Son Gelişmeler
Kandilli Rasathanesi’nden Açıklama
Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi merkezli olarak meydana gelen depremin büyüklüğü Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından 5.3 olarak açıklandı. Depremin derinliği ise 12.5 km olarak kaydedildi ve "sığ deprem" kategorisine alındı. Bu derinlik, yerkabuğuna yakın bir konumda olduğunu gösteriyor ve sarsıntının etkilerinin hissedilmesini kolaylaştırıyor.
Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Etkisi
Kandilli’nin yayımladığı raporda, Tekirdağ il sınırlarının güney-güneybatısının Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun etkisi altında olduğu vurgulandı. 2011 yılında MTA tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritası’nda, kuzey kolunun Marmara Denizi’nden başlayarak Saroz Körfezi’ne kadar uzandığı belirtiliyor. Tekirdağ-Ganos-Saros fay parçaları ise bölgedeki önemli tektonik yapı olarak kaydedildi.
İl Merkezine En Yakın Depremler
Raporda ayrıca, büyüklüğü 6.0 ve üzeri olan depremlerin genellikle Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde meydana geldiği, Tekirdağ il merkezine en yakın depremin 49 km uzaklıktaki 1912 yılında meydana gelen Eriklice-Şarköy depremi olduğu ifade edildi.
Tekirdağ ve Çevresindeki Depremlerin Durumu
Kandilli Rasathanesi’nin raporuna göre, Tekirdağ il sınırları içerisinde meydana gelen en büyük depremlerin büyüklükleri 7.0 ile 7.9 arasında değişiklik göstermektedir. Merkez üssüne uzaklıklarına göre etkilenen il ve ilçe merkezleri şu şekilde sıralandı:
- Tekirdağ: 44.36 km
- İstanbul: 92.92 km
- Yalova: 112.10 km
- Bursa: 115.90 km
- Kırklareli: 120.20 km
Özellike Tekirdağ’ın Marmara ilçesinde ve çevresindeki ilçelerde deprem ile ilgili etkilerin daha fazla hissedildiği kaydedildi.
Sonuç ve Değerlendirme
Tekirdağ’da meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki depremin ardından bölgedeki depremselliğe dikkat çekmek önemlidir. Sarsıntının derinliği ve merkez üssünün konumu, bu tür olayların can ve mal güvenliğini tehdit edebileceğini gösteriyor. Uzmanlar bu durumu dikkate alarak tedbir almak ve hazırlıklı olmak gerektiğinin altını çizmektedir. Depremlere karşı dayanıklılık ve farkındalık, gelecekteki riskleri en aza indirmek adına büyük önem taşımaktadır.