Kaligrafi Sanatını Yaşatan Emekli Öğretmen: Durmuş Gümüş
Emeklilik Sonrası Kaligrafi Yolculuğu
66 yaşındaki emekli ilkokul öğretmeni Durmuş Gümüş, öğretmenlik kariyerinde öğrencilerine ilham vermek amacıyla yazı yazarken kaligrafi sanatına duyduğu ilgiyle yeni bir yolculuğa çıkmıştır. 2011 yılında katıldığı kaligrafi kursunun ardından, yaklaşık 3 yıl boyunca bu sanatı öğrenerek kendini geliştirmiştir.
Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılığı
Gümüş, ilerleyen yıllarda gösterdiği başarılarla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı" unvanını kazanmıştır. 2017 yılındaki emekliliğinin ardından, Çivitcioğlu Medresesi’nde kaligrafi sanatını tanıtarak hem yerel halkı hem de ziyaretçileri bu sanata aşina kılmaktadır.
Kaligrafi ile Duyguları Yansıtmak
Emekli öğretmen, AA muhabirine verdiği demeçte, yazı yazmanın kendisi için bir tutku olduğunu belirtmiştir. "Öğrencilerime örnek olmak için tahtada güzel yazmayı seviyordum. Bu tutku beni kaligrafi kursuna yönlendirdi," diye eklemektedir. Gümüş, kurs döneminde hocasıyla birlikte düzenledikleri sergilerle de kendini geliştirme fırsatı bulmuştur.
Yazıyla Dış Dünyadan Uzaklaşma
Gümüş, yazı yazmanın insanı dinlendirdiğine ve dış dünya ile irtibatı kesmeye yardımcı olduğuna inanmaktadır. "Yazarken, o anki duygularımızı ve heyecanlarımızı kâğıda döküyoruz," demekte ve kaligrafi sanatıyla hüzünlü ya da sevinçli tüm duyguların ifadesini bulabildiğini vurgulamaktadır.
Bilgi Paylaşmanın Önemi
Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını almanın kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu ifade eden Gümüş, bu sanatı öğretme ve aktarma konusunda kararlıdır. "Bilgi paylaştıkça güzeldir. Kaligrafiyi öğreterek bu güzel sanatın yaşatılmasına katkıda bulunmalıyız," şeklinde konuşmaktadır.
Eğitimden İleriye: Gelecek İçin Bir Çaba
Kaligrafi sanatını geliştirmek ve öğretmek, Gümüş için sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam amacı olmuştur. "Hiçbir şey bizimle gitmeyecek, bu sanatı gelecek nesillere aktarmak zorundayız," diyen emekli öğretmen, yetiştirdiği öğrencilerin de bu sanatı icra etmesine destek olmaktadır.
Durmuş Gümüş’ün hikayesi, sanatın bir eğitim aracı olarak nasıl kullanılabileceğine dair ilham verici bir örnektir. Emekli öğretmen, kariyerinin sonlarına yaklaşsa da, hem kendi tutkusunu yaşatmayı hem de başkalarına öğretmeyi hedeflemektedir. Kaligrafi gibi zarif bir sanatın toplumda daha geniş bir yer bulması için gösterdiği çabaları takdir etmek gerekir.