Jel Oje Kullanımının Kısırlık Üzerindeki Potansiyel Etkileri

Kozmetik Ürünlerin Üreme Sağlığı Üzerine Etkileri

Dünya genelinde kısırlık oranlarının artış göstermesi, sağlık camiasında önemli bir tartışma konusu oluşturuyor. Doç. Dr. Dokuzeylül Güngör, özellikle günlük hayatta sıkça kullanılan kozmetik ürünlerin, özellikle de jel oje içeriklerinin, bu soruna katkı sağlayabileceğine dikkat çekiyor. Farklı markalardaki jel ojelerin içerikleri değişiklik gösterse de, bazı bileşenlerin ortak etkiler yarattığı sıklıkla vurgulanmakta.

Kozmetik ürünlerde esneklik ve dayanıklılık sağlamak amacıyla kullanılan ftalatların (DBP, DEP) endokrin sistem üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği belirtiliyor. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, bu kimyasalların yumurtalık rezervini azaltabileceği, ovülasyona müdahale edebileceği ve embriyo gelişimini olumsuz etkileyebileceği gösterilmiştir. Ayrıca jel ojenin kayganlığını sağlayan toluenin de uzun süreli maruziyetinin adet döngüsünü bozabileceği ve üreme hormonlarını etkileyebileceği yönünde kanıtlar mevcut.

Uzun Süreli Kullanımda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Doç. Dr. Güngör, jel ojenin sertleşmesi için kullanılan UV/LED cihazlarının da bazı olumsuz etkileri olduğu konusunda uyarıyor. Bu cihazlar, düşük dozda UV-A ışığı yayarak cildi yaşlandırmakla birlikte, yumurtalık rezervine etkileri üzerine henüz net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak UV ışığının hücresel DNA üzerinde hasar oluşturma potansiyeli sebebiyle dikkatli olunması gerektiği belirtiliyor.

Jel oje kullanımı ile kısırlık arasında doğrudan bir ilişki kanıtlanmamış olsa da, birçok araştırma, bu ürünlerin hormon dengesini etkileyebileceğini ve üreme sistemini düzenleyen mekanizmalara müdahale edebileceğini ortaya koyuyor. Özellikle sağlık çalışanları ve güzellik uzmanları üzerinde yapılan çalışmalar, uzun süreli maruziyetin adet düzensizlikleri, düşük over rezervi ve erken menopoz bulgularıyla sonuçlandığını gösteriyor. Sonuçlar, düşük dozun tek seferde sorun yaratmayabileceğini fakat düzenli ve uzun süreli maruziyetin risk oluşturabileceğini göstermektedir.

Anne Adayları İçin Ekstra Dikkat

Gebelik planlayan kadınlar ise, endokrin bozucu kimyasallara maruziyetin etkilerini çok daha belirgin bir şekilde hissedebilir. Ftalatlar, yumurta kalitesini düşürme potansiyeline sahipken; formaldehit mitokondriyal fonksiyonları etkileyebilir. Bu nedenle tüp bebek tedavisi gören ya da yumurta rezervi düşük olan kadınların ekstra dikkat göstermesi önerilmektedir.

Jel oje kullanımının tamamen yasaklanması bilimsel bir yaklaşım değilken, üreme sağlığına duyarlı kadınların kullanım sıklığını azaltması ve içerik analizi yapılmış ürünleri tercih etmesi önemlidir. Özellikle tüp bebek tedavisine hazırlanan kadınlara, kimyasal maruziyetlerini 2-3 ay boyunca azaltmaları tavsiye edilmektedir. Bu, parfüm, tırnak ürünleri ve ağır makyaj içeren ürünleri de kapsamaktadır. Sağlık uzmanları, dengeli olmanın önemini vurgulamakta; nadir jel oje kullanımının çoğu kadın için büyük bir tehdit oluşturmayacağını, fakat düzenli ve uzun süreli kullanımın üreme sağlığı açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

---

Yorum: Bu haber, jel oje kullanımı ile kısırlık arasındaki ilişkiyi sorgulamakta ve kadınların sağlığına etkileri üzerine önemli bilgiler sunmaktadır. Özellikle hamilelik planlayanlar için öneriler, toplumsal sağlık bilincine katkı sağlayacak nitelikte. Bu gibi haberlerin yaygınlaşması, toplumda bu ürünlerin kullanımı konusunda farkındalık yaratabilir.