Otomotiv Sektöründe Rekabetçilik Sorunu: Yatırımlar Yetersiz Kalıyor
AYSEL YÜCEL
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2025 yılının ilk altı ayına ilişkin sektörel değerlendirmeler yapmak üzere basın toplantısı düzenledi. Yeni yatırımlar yapılmasına rağmen, kapasite kullanımı ve yerli araç payının düşmeye devam ettiğini belirten Eroldu, rekabet gücünün aşındığına ve bu sebeple üretim artışının sağlanamadığına vurgu yaptı. Eroldu, “Yatırımların karşılığını almak için üretimimizin artırılması şarttır” ifadelerini kullandı.
Kapasite Kullanımındaki Düşüş Endişe Verici
2025’in ilk altı ayında otomotiv sanayicileri, geçen yıla paralel olarak 706 bin adetlik araç üretimi gerçekleştirdi. Ancak Eroldu, kapasite kullanımındaki düşüşe dikkat çekerek şu yorumda bulundu: “Üretim adetlerimiz aynı kalmasına rağmen kapasite kullanımında kötüleşme gözlemleniyor. 2024-2025 geçişinde kapasitemiz 2 milyon 200 bin seviyelerine ulaştı. Kapasite kullanım oranının düşmesi maliyetlerimizi artırıyor ve bu durum, rekabetçiliğimizi daha da olumsuz etkiliyor.”
İhracat Rakamları ve Gerçekçi Beklentiler
İhracatta ilk yarıda, adet bazında yıllık yüzde 7,5 artışla 530 bin seviyesine ulaşıldı. Ancak Eroldu, bu rakamların 2017 yılındaki 714 binlik ihracattan oldukça uzakta olduğunu dile getirdi. İhracat tutarı ise ilk yarıda yaklaşık yüzde 12 artışla 20 milyar dolara dayandı, ancak bu artışın büyük ölçüde birim fiyatlarındaki yükselişten kaynaklandığını vurguladı. “Araçların fiyatları artıyor, hibrit ve elektrikli araçlar ihracatımızda daha fazla yer almaya başladı. Ancak asıl önemli olan ihracatın adet rakamlarıdır” diyerek durumu değerlendirdi.
Yerli Araç Payındaki Düşüş ve Dış Ticaret Açığı
İç pazarda yılın ilk yarısında 629 bin adetle rekor satış yapıldı, ancak yerli araçların bu pazardaki payı düşme eğiliminde. Geçen yıl yüzde 32 olan yerli pay, bu yıl ilk altı ayda yüzde 29’a, haziranda ise yüzde 24’e geriledi. Eroldu, “Yerli araç payının geçmişte yüzde 46’yı bulduğunu biliyoruz. Bu düşüş sanayi üretimine de olumsuz yansıyor” dedi. Hafif ticari araç segmentinde de yerli payı yüzde 20’nin altında kalmış durumda.
2017’deki üretim ve ihracat rakamlarının gerisinde kalınmasını değerlendiren Eroldu, “Son 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Ancak son üç yıldaki rekabetçilik kaybı bu durumu etkiliyor” dedi. Ayrıca, otomotiv ihracatının genel ihracattaki payının yüzde 17,6’ya yükseldiğini belirten Eroldu, sektörün diğerlerine göre daha iyi bir performans gösterdiğini ancak iç pazardaki ithalatın da artığını vurguladı.
Rekabetçiliği Arttırmak İçin İş Birliği Gerekiyor
Eroldu, sektörün mevcut tablosunu iyileştirmek için öncelikle rekabetçilik sorununu çözmesi gerektiğini belirtti. “Kamu ve özel sektör olarak bu sorunların üstesinden gelmemiz lazım” dedi. Özel sektör için en güçlü aracın verimlilik artışı olduğunu ifade eden Eroldu, “Maliyetler arttıkça verimliliği artırma güdüsü de artar” değerlendirmesini yaptı.
2026’dan Umut Var
Eroldu, 2025’in birçok yatırım için geçiş yılı olduğunu; bazı yatırımların yılın tamamına yayılmadığını belirtirken 2026’nın daha güçlü bir yıl olacağına dair umutlu olduğunu ifade etti. “Faizlerin düşme eğilimiyle birlikte sektörün ivmesinin artabileceğini düşünüyorum” diyen Eroldu, 2026 yılında otomotiv sektöründe daha iyi rakamların ortaya çıkacağını öngördü.
BYD Yatırımı: Belirsizlikler Devam Ediyor
Eroldu, yerli sanayicinin rekabet gücünü zayıflatan bir diğer etkenin, Çinli otomotiv firmalarının pazara sunduğu ucuz otomobiller olduğunu belirtti. “Çinli firmalar, ya yatırım yapmalı ya da Türkiye’ye sadece ithalat yaparak gelmemelidir” dedi. Geçtiğimiz yıl açıklanan BYD yatırımı hakkında ise, Manisa’daki herhangi bir ilerleme olmadığına dikkat çekti. Ayrıca, Chery’nin de Samsun’daki yatırım süreciyle ilgili bir adım atmadığını ifade etti.
Merkezi bir güç olan otomotiv sektörü, özellikle enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve artan faiz oranları karşısında zor bir dönemden geçiyor. Sektörün geleceği, yalnızca yeni yatırımların artmasının ötesinde, bu yatırımların etkin bir şekilde değerlendirilmesine ve rekabet gücünün güçlendirilmesine bağlı olacaktır. Ancak rekabetçilik kaybı ve yerli üretim payının azalması, sektörel büyümenin önündeki en büyük engellerden biri olarak öne çıkıyor. Ekonomik belirsizlikler devam ederken, 2026 yılında beklentiler daha iyimser görünüyor.