İstanbul Başsavcılığı, Özgür Özel Hakkında Soruşturma Başlattı
Özgür Özel’in Açıklamaları ve Başsavcılık Soruşturması
İstanbul Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik "Bundan sonra itine köpeğine sahip çık" ifadeleri nedeniyle re’sen (kendiliğinden) soruşturma başlattı. Soruşturma, cumhurbaşkanına hakaret ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçlamalarıyla yürütülüyor.
Özel’in Eleştirileri ve İddiaları
Özgür Özel, 4 Kasım’da İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sert eleştirilerde bulundu. Özel, Gürlek’e "Maaşın yanında başka bir gelir ettiniz mi resmi yoldan?" sorusunu yöneltti. Bu sorunun yanıtı gelmediği takdirde, Özel’in mitingde belgeleri açıklayacağını belirtti.
Özel, Gürlek hakkında şu iddialarda bulundu:
- Atama Süreci: Akın Gürlek, 2 Ekim 2024’te İstanbul Başsavcılığı’na atanmış, ardından 29 Kasım 2024’te ETİ Maden Şirketi’nin Lüksemburg’daki yönetim kurulu üyesi olarak atanmıştır.
- Liyakat İddiası: Özel, Gürlek’in dışındaki yönetim kurulu üyelerinin liyakatla atandığını, ancak Gürlek’in bu süreçte tek başına yer aldığını vurguladı.
Mitingdeki Açıklamalar ve Tepkiler
Özgür Özel, İstanbul’un Ümraniye ilçesindeki partisinin mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yaptığı konuşmada, "Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine köpeğine sahip çık" ifadelerini kullandı. Bu sözler, başsavcılığın soruşturma başlatmasına neden oldu.
Sonuç ve Değerlendirme
Özgür Özel’in açıklamaları, Türkiye’deki siyasi atmosferdeki gerginliği bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasi liderlerin birbirlerine yönelik sert ifadeleri, kamuoyunda tartışmalara yol açarken, hukuki süreçlerin nasıl işleyeceği merak konusu. Bu tür olaylar, Türkiye’nin siyasi dinamiklerini ve hukuk sistemini etkilemeye devam ediyor.
Bu haber, siyasi tartışmaların ve hukuki süreçlerin ne denli iç içe geçtiğini gösteriyor. Özgür Özel’in sözleri, sadece bir siyasi eleştiri değil, aynı zamanda bir hukuki sürecin de başlangıcını işaret ediyor. Bu durum, Türkiye’deki siyasi iklimin ne denli hassas olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

