Nagigi Villası’nda İklim Değişikliğiyle Mücadele: Deniz ve Hayat Arasındaki Bağ
Değişen Denizin Hikayesi
Fiji’nin Nagigi köyü, okyanusun sadece bir kaynak olmadığını, aynı zamanda topluluğun kimliğinin bir parçası olduğunu anlamış bir yer. Ancak son yıllarda köylüler, denizin garipleşen davranışlarıyla karşılaşıyor. Gelgitler kara doğru ilerliyor, bir zamanlar bol bulunan balıklar artık zor bulunuyor ve kumsallar ile palmiye ağaçları dalgalar tarafından yutuluyor.
Fiji’deki diğer kıyı toplulukları gibi, Nagigi de iklim değişikliği ve azalan balık stokları nedeniyle gerçek bir tehdit altındadır. Balıkçılık yöntemleri artık güvenilir değilken, aşırı hava olayları ve kıyı erozyonu, yaşam alanlarını tehdit ediyor. Bir köylü bu durumu şöyle özetliyor:
“Balıkları kolay bulamıyoruz, eskisine göre çok daha zor.”
Toplumsal Direniş: Kayıp Hikayesi Değil
İklim değişikliği konularında yapılan haberler genellikle kayıplar üzerine odaklanıyor. Pasifik Adalıları, iklim değişikliğinin mağdurları olarak gösteriliyor. Ancak Nagigi’nin deneyimi yalnızca bir kurbanlık hikayesi değil; aynı zamanda insanların mevcut değişikliklere karşı nasıl adımlar attığını gösteriyor.
Düşen balık sayıları ve geçim kaynaklarını çeşitlendirme amacıyla, kadın liderler yeni bir su ürünleri yetiştiriciliği projesi başlattı ve denizin ilerlemesini yavaşlatmak için mangrovları yeniden dikti. Bu tür adaptasyonlar yerel topluluklar arasında eşit bir şekilde dağılmamış olsa da, iklim değişikliği zorunlu bir değişim sürecini beraberinde getiriyor.
İstenmeyen Değişiklikler
Savusavu Körfezi’nde yer alan Nagigi köyü (nüfus 630) ve Bia-I-Cake yerleşimi (nüfus 60), balıkçılık ve deniz kaynaklarının yaşamlarının merkezinde olduğu yerlerdir. 2021 ve 2023 yıllarında yapılan grup tartışmaları ve mülakatlarla, köylülerin gördüğü değişiklikler ve yapmaları gereken adaptasyonlar hakkında bilgiler topladık.
Köylüler, son birkaç yılda hoş karşılamadıkları değişiklikler gözlemliyorlar. Bir kadın, bu durumu şöyle ifade ediyor:
“Bazen deniz, karaya daha da yaklaşarak tarım alanlarına baskın yapıyor; daha önce hiç sulanmadığı yerleri bile su basıyor.”
2016’da meydana gelen yıkıcı Tropik Siklon Winston, evleri tahrip etti ve bazı Nagigi sakinlerini klanlarına ait geleneksel araziye göçmeye zorladı. Ancak bazı sakinlerin bu arazilere erişimi yoktu ya da sahilden ayrılmaya isteksizdiler. Bir adam bu durumu şöyle belirtiyor:
“Bizi burada bırakın. Bir gün bile okyanusu koklamazsam ya da sesini duyamazsam, çok üzülürüm.”
Adaptasyon ve Kadınların Liderliği
Nagigi’deki adaptasyon çabalarının dikkat çekici bir yönü, özellikle Bia-I-Cake yerleşiminde kadınların liderliğidir. Son yıllarda, Bia-I-Cake Kadın Kooperatifi, azalan balık stoklarıyla mücadele, artan gıda güvensizliğini ele alma ve yeni geçim kaynakları yaratma amacıyla tilapia ve sazan yetiştirmek için küçük ölçekli bir su ürünleri yetiştiriciliği projesi başlattı.
Kooperatife üye kadınlar, balık havuzları inşa etti, balıkları iyi bir boyuta getirmeyi öğrendi ve balıkları satmaya başladılar. Bu proje, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Kadın Fonu Fiji tarafından sağlanan küçük bir hibe ile desteklendi.
Kadın kooperatifi, kıyı erozyonunu yavaşlatmak için mangrov dikimi faaliyetlerine yöneldi ve yeni mahsuller yetiştirmek için bir sera inşa etti. Bir kadın kooperatif üyesi bu çabalarını şöyle ifade ediyor:
“Kadınların sürdürülebilir, güvenli ve verimli bir topluluk kurma kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.”
Nagigi’nin bu yanıtları, yerel sosyal yapılar ve değerlere dayanıyor. Topluluk üyeleri, balık popülasyonlarının yeniden canlanması için bazı geleneksel balıkçılık alanlarını geçici olarak kapatma kararı aldılar. Ayrıca, iklim etkilerine ve mercan resiflerindeki hasar ile kirlenmeye karşı bir yerel yönetim alanı (tabu) ilan etme düşüncesindeler.
Eşitsiz Adaptasyon Ve Toplumsal Güç
Adaptasyon çabaları bazı başarılar elde etse de, bu süreç çoğunlukla eşitsizdir. Herkesin geleneksel arazi için göç etme imkanları bulunmamakta ve her hane, zarar görmüş evleri yeniden inşa edebilecek güçte değil.
Ancak Nagigi, yerel adaptasyon sürecinin önemini gözler önüne seriyor. Köylüler, bir topluluğun riskleri öngörebilme, değişikliklere yanıt verme, zarar sonrası toparlanma ve yeni fırsatlardan yararlanma kapasitesini göstermekte.
Küçük topluluklar, sadece kayıp yaşayan yerler değildir; güç, irade ve yaratıcılıkla dolu kolektiflerdir. Pasifik genelinde adaptasyon çabaları artarken, Nagigi gibi yerel girişimlerin tanınması ve desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç
Nagigi, istenmeyen iklim değişikliği ve çevresel değişimlerin çoktan geldiğini göstermektedir. Ancak aynı zamanda, topluluğun yer, gelenek ve dayanışma kullanarak belirsizlik ve artan risklerle başa çıkmak için yollar bulma çabasını da yansıtmaktadır.
Bu topluluk, kendi kaderini tayin etme gücü ve kararlılığı ile karşımıza çıkıyor. Nagigi’nin hikayesi, iklim değişikliğiyle mücadelede hem umut verici hem de ilham verici bir örnek teşkil ediyor.
Kısa yorum: Nagigi’nin hikayesi, iklim değişikliğine karşı sadece kurban değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve yenilik ile çözüm arayan dinamik bir topluluğun da hikayesidir. Bu tür yerel örnekler, global iklim politikalarının daha kapsayıcı olmasına yönelik önem taşıyor.