DEI Programlarına Yönelik Eleştiriler Artıyor: Stacey Abrams’dan Uyarılar
Şirketlerin DEI Dili Değişiyor
Trump yönetimi, kamu ve özel sektörde çeşitlilik, eşitlik ve dahil etme (DEI) programlarını yok etme çabalarını sürdürürken, birçok büyük şirket kullandıkları dili değiştirme yoluna gidiyor. Ancak bu geri adımların, DEI karşıtı eleştirilerden kurtulmalarını sağlamayacağına inanan Stacey Abrams, bunun programların geleceği üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor.
DEI Programlarına Saldırının Artışı
Georgia eyaletinin eski gubernatör adayı olan Abrams, 11 Temmuz’da NYU Hukuk Fakültesi’nde gerçekleştirilen bir panelde şu açıklamalarda bulundu: “Onlar harfleri değiştirmekle değil, misyonu değiştirmekle ilgililer. Misyonunuzu değiştirmediğiniz sürece, saldırıları dindiremeyeceksiniz.” Abrams, DEI hedeflerini savunmak ve genişletmek amacıyla kurulan America Pride Rises adlı organizasyonu yönetiyor.
Son iki yıl içinde, Amerika’daki büyük şirketler DEI programlarında önemli geri adımlar attı. Yüksek Mahkeme’nin olumlu ayrımcılığı kaldırmasının ardından bazı şirketler, örneğin Tractor Supply, programlarını tamamen sonlandırırken, Harley Davidson ve Deere & Co. gibi diğerleri sadece kısımlarını değiştirdi. Ayrıca, Trump yönetimi, federal hükümette DEI programlarını sona erdiren bir yürütme emri yayınladı ve özel sektörde federal müteahhitlere yönelik DEI programlarını hedef aldı. Bu adımlar, şirketlerin üst düzey yöneticileri arasında büyük bir korku yarattı.
Yeni Dil Kullanımı ve Sonuçları
Son araştırmalara göre, C-seviyesindeki yöneticilerin %78’i DEI programlarını yeniden markalamak için “çalışan bağlılığı”, “işyeri kültürü”, “adalet” ve “ait olma” gibi yeni terimler kullanmaya yönelmektedir. Ayrıca, 2023 ile 2024 yılları arasındaki Fortune 100 şirketlerinin SEC belgelerinde ve kazanç konferanslarında “DEI”, “çeşitlilik” ve “kapsayıcılık” gibi terimlerin kullanımında %22’lik bir düşüş gözlemlenirken, “yetki” ve “ait olma” gibi daha nötr ifadelerin %59 oranında arttığı kaydedildi.
Misyonun Önemi
Abrams, kelimelerin değiştirilmesinin, bu programların genel hedeflerini değiştirme yolunda ciddi bir dikkat dağınıklığı yarattığını savunuyor. “Bu, içimizde bir tartışma ortamı yaratıyor ve gerçek saldırının nereden geldiğini unutturmaya çalışıyor.” diyerek tepkisini dile getiriyor. DEI programlarına yönelik bu geri adımlara ve dil değişikliklerine rağmen, Abrams bu politikaların hala var olduğunu ve savunanların zorlu bir mücadele içinde bulunduğunu vurguluyor.
“DEI ölmemiştir; hatta hayatta bile değil,” diyen Abrams, “Şu anki durum, yoğun ve agresif bir saldırıya maruz kalmış olmaktan ibaret. Eğer dikkatimizin dağılmasını sağlayabilirlerse, mücadeleyi kazanacaklarını düşünüyorlar." ifadelerini kullanıyor.
Sonuç
Bu gelişmeler, DEI programlarının geleceği hakkında ciddi kaygılar doğurmakta. Kelimelerin değişmesi, belki bir süreliğine dikkat dağıtsa da, iş dünyasında gerçek bir dönüşümün sağlanması için misyonun korunması öncelikli bir ihtiyaç. Stacey Abrams’ın sözleri, DEI’nin yalnızca bir moda değil, toplumda adalet ve eşitlik hakkındaki bu mücadeleye olan bağlılığın bir yansıması olduğunu hatırlatıyor. DEI üzerine devam eden tartışmalar, bu misyonun önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.