Türkiye’nin Siber Güvenlik Kanunu: Dijital Dönüşümde Yeni Dönem
Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, siber güvenlik sadece bir teknik problem olmaktan çıkmış; hukuki, ekonomik ve toplumsal boyutları olan çok katmanlı bir alan haline gelmiştir. 2023 yılı itibarıyla yürürlüğe giren 7545 sayılı Siber Güvenlik Kanunu, bu dönüşümün önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor ve siber uzayda milli güvenliğin sağlanmasını yasal bir çerçeveye oturtuyor.
Siber Güvenlikte Yeni Yasal Çerçeve
Merkezi Otorite ve Kurumlar
Siber güvenlik alanında merkezi bir otorite olarak faaliyet gösterecek olan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın görev ve yetkileri belirlenirken, Siber Güvenlik Kurulu’nun kuruluş ve işleyiş esasları da düzenlenmiştir. Bu kuruluşlar, siber saldırıların önlenmesi ve tespit edilmesi, risk analizlerinin yapılması ve Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) kurulumu gibi birçok idari ve teknik işlevi üstlenecektir.
Yükümlülükler ve Cezai Müeyyideler
Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, veri ihlali ve siber olay bildirim yükümlülükleri de önem kazandı. Kişisel verilere yönelik hukuka aykırı eylemlerde veri sorumlularının 72 saat içerisinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bildirim yapması gerekiyor. Bu bağlamda, Siber Güvenlik Kanunu da ihlalleri "gecikmeksizin" bildirilmesini zorunlu kılmakta ve kurallara uymayanlara 1 milyon TL’den 10 milyon TL’ye kadar idari para cezası uygulanmaktadır.
Kritik Altyapılar ve Güvenlik Standartları
Kritik altyapılarda faaliyet gösteren şirketlerin bilgi güvenliği standartlarına uyum sağlaması zorunlu hale getirilmiştir. SOME’ler arasında 7/24 iletişim ve koordinasyon gereklilikleri getirilirken, kamu kurumları ve kritik altyapı işletmeleri için de güvenlik tedbirleri sıkılaştırılmıştır.
Siber Suçlar ve Yeni Yaptırımlar
Yeni yasa, siber suçları dokuz ayrı maddede tanımlayarak, ağır para cezaları ve bir yıldan on beş yıla kadar değişen hapis cezaları öngörmektedir. Özellikle kritik altyapılarda veri ihlaline sebep olanlar, "veri ihlaline sebebiyet verme" suçu kapsamına alınarak hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir.
Yapay Zekâ ve Siber Güvenlik
Siber güvenlik hukukunun gündeminde yapay zekâ ve yeni nesil teknolojilerin etkisi de önemli bir yer tutmaktadır. Yapay zeka tabanlı saldırılar, sosyal mühendislik ve otomatik saldırı araçları ile birleşerek yeni tartışma başlıkları oluşturuyor. Türkiye, henüz yapay zekâya özgü düzenlemeler tamamlamasa da, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve diğer yasalar aracılığıyla dolaylı bir koruma mekanizması geliştirebiliyor.
Sonuç ve Gelecek Perspektifi
Sonuç olarak, Türkiye’de siber güvenlik hukuku son sekiz ayda büyük bir dönüşüm yaşamıştır. Kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi ve ikincil mevzuatın hızla hazırlanması, bu sürecin başarısını belirleyecek unsurlardır. Empresa yöneticilerinin mevzuata uyum konusundaki titizliği, olay müdahale planlarının hazırlanması ve siber suçlara karşı savunma stratejilerinin geliştirilmesi sürecin kritik noktaları arasında yer almaktadır.
Bu dönüşüm, yalnızca yasa ve yönetmeliklerin uygulanması açısından değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de önemli bir değişim yaratmaktadır. Siber güvenlik, artık bir zorunluluk olmaktan öte şirketlerin stratejik bir unsuru haline gelmiştir.

