Türkiye Ekonomisinde İşsizlik Oranı ve İstihdamda Dönüşüm
Ekonomik Yavaşlama Döneminde İşsizlik
Son ekonomik veriler, Türkiye’de işsizlik oranının beklenenden daha az etkilendiğini göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, 2025’in ikinci çeyreğinde işsizlik oranı, bir önceki çeyreğe oranla yalnızca 0.3 puan artarak %8.6 seviyesine yükselmiştir. Bu değişim, önceki ekonomik yavaşlama dönemlerinde yaşanan keskin artışlarla karşılaştırıldığında dikkate değer bir durumdur.
İstihdamda Durgunluk ve Dönüşen Dinamikler
Yaklaşık olarak 106 bin kişi işsizlikle karşılaşırken, toplam istihdamda 41 bin kişilik bir daralma yaşanmıştır. Türkiye ekonomisi, potansiyelinin 2.5-3 puan altında bir büyüme sergilerken, işsizlik oranının bu denli az artması, ekonomik soğumanın daha geniş etkilerinin yayılmadığına işaret ediyor. Yarı zamanlı işlerin artışı, resmi işsizlik oranının düşük kalmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, bu durum, gizli işsizlik ve atıl işgücü oranını da yükseltiyor.
Atıl İşgücü ve Çalışma Saatlerindeki Düşüş
Atıl işgücü oranı, son iki yılda %24’ten %32.9’a çıkarak, önemli bir sorun haline gelmiştir. Uzun vadeli personel sıkıntısı yaşayan firmalar, çalışanlarını hızla işten çıkarmak yerine vardiya ve çalışma sürelerini ayarlayarak durumu idare etmeye çalışmaktadırlar. 2023’ün üçüncü çeyreğinde haftalık fiili çalışma süresinin 45.5 saatten 41.3 saate gerilemesi, bu durumu pekiştirmektedir.
Sektörel İstihdamda Farklılaşma
İstihdamın sektörel dağılımındaki değişimleri gözlemlemek önemlidir. Hizmetler ve inşaat sektörleri, bu dönemde istihdamı koruyan ana alanlar olmuştur. 2025’in birinci çeyreğine göre, hizmet sektöründe 174 bin ve inşaatta 36 bin kişilik istihdam artışı yaşanırken, tarımda 95 bin ve sanayide 156 bin kişilik kayıplar söz konusudur. Özellikle sanayinin toplam istihdam içindeki payı, %22’den %20.3’e gerilemiş durumda ve bu düşüşün devam etmesi beklenmektedir.
Sanayinin Önemi ve Gelecek Perspektifi
Sanayi, hem kalıcı hem de nitelikli işler sunduğu için istihdam açısından kritik bir sektör olarak öne çıkmaktadır. Türkiye gibi gelişen ekonomilerde sanayi, verimlilik ve ihracata dayalı büyüme açısından da büyük bir öneme sahiptir. Salgın döneminde yaşanan sanayi ivmesi, geleceğe dair umut vermiş olsa da, son dönemde yaşanan duraklama, Türkiye’yi "erken sanayisizleşme" sorunuyla karşı karşıya bırakma riski taşımaktadır.
Sonuç
Zorlu ekonomik koşullara rağmen Türkiye’de işgücü piyasasında genel rakamların kötüleşmemesi, olumlu bir gelişmedir. Ancak manşet verilerin yanı sıra, sektörel istihdam kompozisyonunun da dikkate alınması gerekmektedir. Bu durum, ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahiptir.
Kısa Yorum
Türkiye ekonomisi, karşılaştığı zorluklara rağmen işsizlik oranındaki istikrarı sürdürme çabasında. Ancak sanayinin duraksaması ve atıl işgücü oranlarındaki artış, uzun vadeli bir çözüm geliştirmeyi zorunlu hale getiriyor. Eğer bu konuda adımlar atılmazsa, büyüme potansiyelinin daha da azalması kaçınılmaz.