Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: İş Dünyasında Yeşil Dönüşüm Zorunluluğu
İş Dünyası ve Sürdürülebilirlikte Yeni Dönem
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedeflerine ulaşabilmesi için iş dünyasının yeşil dönüşüme hızla uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Günsel, bu sürecin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini belirterek, "Umut verici gelişmeler yaşanmakta, ancak kat edilmesi gereken önemli mesafeler de mevcut." dedi.
Sürdürülebilirlik Odağında Dönüşüm
SKD Türkiye, Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü temsil eden üye şirketleri ile birlikte "2025 Kurumsal Sürdürülebilirlik Olgunluk Anketi" gerçekleştirdi. Anket sonuçlarına göre, firmaların yüzde 84’ü iş stratejilerini sürdürülebilirlik odaklı güncellemeye başladı. Ayrıca, yüzde 80’i karbon ayak izini ölçmeye başladı. Bu oranlar, iş dünyasında dönüşüm sürecinin başladığına dair güçlü bir işareti oluşturuyor.
Günsel, sürdürülebilir bir gelecek için yalnızca ölçüm yapmanın yetersiz olduğunu, bunun yanı sıra firmaların somut hedefler belirlemesi ve etkili geçiş planları oluşturması gerektiğini ifade etti. Ancak, şirketlerin yüzde 39’unun henüz bir iklim geçiş planına sahip olmaması dikkat çekiyor.
Yeşil Dönüşüm ve Yeni Fırsatlar
Döngüsel ekonomi uygulamalarının da birçok firma için başlangıç aşamasında olduğunu belirten Günsel, Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedefinin şirketler için iklim krizi kaynaklı riskleri azaltmanın yanı sıra yeni fırsatları da sunduğunu söyledi. Şirketlerin yeşil dönüşüme ne kadar hızlı ve kararlı bir şekilde entegre olursa başarı şanslarının o kadar artacağını vurguladı.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
Günsel, Türkiye’de özellikle sanayi sektöründe uzun süredir ihtiyaç duyulan yeşil dönüşümü hızlandıracak önemli bir etken olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)’na dikkat çekti. İşletmelerin, AB gibi stratejik pazarlarda rekabet avantajlarını koruyabilmeleri için karbon ayak izlerini azaltmaları gerektiğini ifade etti. İhracatın yüzde 42’sinin AB’ye yapıldığı dikkate alındığında, bu pazarın sürdürülebilir üretim ile kalıcı tutulması gerekiyor.
KOBİ’lerin Dönüşüm Sürecinde Destek
Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için dönüşüm süreçlerinin kritik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Günsel, firmaların mali yükümlülükler taşımadığını ancak karbon emisyonlarını eksiksiz raporlamaları gerektiğini aktardı. KOBİ’lerin sürdürülebilirlik stratejileri oluşturmasının sadece çevresel bir gereklilik değil, aynı zamanda operasyonel verimlilik ve maliyet tasarrufu için de önemli olduğunu ifade etti.
KOBİ’lerin iklim krizinden daha fazla etkilendiğini ve finansmana erişimlerinin kısıtlı olduğunu vurgulayan Günsel, Avrupa’da sürdürülebilir finansman yasalarının KOBİ’leri tam kapsamaması nedeniyle bu konuda daha kapsayıcı çerçeveler önerileceğini belirtti.
Gelecek İçin Kapsamlı Yasal Çerçeve
Günsel, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen İklim Kanununun, sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik önemli bir adım olduğunu belirtti. Bu kanunun devreye girmesi ile birlikte, iş dünyasını yönlendirecek daha kapsamlı bir yasal çerçeve oluşacağını ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşümüne ulaşması için finansman kaynaklarının etkin bir şekilde mobilize edilmesi, teşvik mekanizmalarının hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Günsel, yeşil tahviller, sürdürülebilir krediler ve etki yatırımları gibi finansman araçlarının, şirketlerin dönüşüm maliyetlerini düşürürken yeni pazarlara erişim sağladığını belirtti. KOBİ’lerin sürdürülebilir yatırımları finanse edebilmesi için kamu desteklerinin yaygınlaştırılması ve özel sektör farkındalığının artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleri, iş dünyasında önemli dönüşümler gerektiriyor. Bu değişikliklerin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi, ülkenin yurt içindeki ekonomik sürdürülebilirliği ile uluslararası alandaki rekabet gücünü artırmak adına kritik bir adım olacaktır.