Türk-İslam Dünyasında Eğitim: Kalkınmanın Temel Taşı
Eğitimin Maruziyeti ve Toplumsal Dönüşüm
Gerek Osmanlı İmparatorluğu, gerekse Türkiye Cumhuriyeti, kalkınma ve gelişme yollarında önemli çabalar sarf etmiştir. Bu bağlamda, eğitim sisteminin belirleyici rolü göz ardı edilemez. Eğitim hakkında A. İlhan’ın (1925-2005) sözleri, Türk, Japon ve Rus yaklaşımlarını karşılaştırarak dikkat çekicidir. İlhan, Türk kalkınmasının Batı’nın eğitim modeliyle ilerlemesi gerektiği fikrine dayanarak, eğitimin doğru bir biçimde yapılandırılmadığını savunmaktadır. Japonların ise bu alanda daha başarılı olduğu görüşündedir.
Eğitim ve Kalkınma İlişkisi
Eğitim sisteminin başarısı, toplumların kalkınma sürecini doğrudan etkiler. Eğitime yatırım yapan ülkeler, nitelikli insan kaynağı yetiştirerek gelişimlerini hızlandırabilir. Bu bağlamda, "Beşeri Sermaye Teorisi" eğitimli bireylerin üretkenliğini artırarak toplumsal gelişimi hızlandıran bir mekanizma olarak öne çıkmaktadır:
- Eğitimli bireyler, daha üretken olmaktadır.
- Daha üretken bireyler, daha fazla kazanmaktadır.
- Bu artış, toplumların ekonomik gelişimini hızlandırmaktadır.
Kalkınma için bu teori geçerli olduğunda, Türk-İslam dünyasının yeterli insan sermayesini oluşturup oluşturmadığı da sorgulanmalıdır.
Türk-İslam Dünyası ve Gelişme Durumu
Dünya genelinde 193 Birleşmiş Milletler üyesi ülke bulunmaktadır, bunun yanında gelişmiş ülke sayısı sadece 35’tir. Türk-İslam ülkeleri ise bu grupta yer almamakta ve en az gelişmiş ülkeler arasında sayılmaktadır. Eğitim, toplumsal değişim ve dönüşümde belirleyici bir faktördür. Ancak, bu coğrafyada bilimsel ve teknolojik üretimin yetersiz olduğu görülmektedir. Türk aydınlanma süreci, belki de bu hedeflere ulaşmamıştır.
Eğitimde Yaşanan Sorunlar
Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü’nde eğitim, toplumsal dönüşüm için adeta bir yük olarak betimlenmektedir. Türk-İslam ülkelerindeki eğitim sistemleri, ekonomik, bilgi-takım, siyasal ve kültürel dönüşümü sağlamakta yetersiz kalmaktadır. Üniversite öncesi ve yükseköğretim düzeyinde dünya sıralamalarında belirgin başarılar yoktur.
Fedakâr eğitimciler, muasır bir dünyaya doğru dönüşüm sağlamak için çaba göstermekte ancak sonuçlar hâlâ tatmin edici değildir. Türkiye, Türk-İslam dünyasının en iyi durumda olan ülkesi olarak öne çıkmakta, ancak eğitimde önemli sorunlar acil çözüm beklemektedir. Zorunlu eğitim, meslek eğitimi ve yükseköğretim sisteminde köklü reformlara ihtiyaç bulunmaktadır.
Eğitimle İlgili Gereksinimler
Temel sorunların çözümü için eğitim politikalarında köklü değişiklikler yapılması gerekmektedir. Öğretmen atamaları, müfredat değişiklikleri ve sınav takvimi gibi unsurların etkin yönetilmesi elzemdir. Özellikle Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ve Liseye Geçiş Sınavı (LGS) gibi süreçler, eğitim sisteminin gelişimine direkt etki eden faktörlerdir.
Sonuç: Eğitimde Gerçekleşmesi Gereken Dönüşüm
Türk-İslam dünyası, eğitimde yaşanan sorunları derinlemesine ele almalı ve kalkınma hedeflerine ulaşmak için eğitim sistemlerini yeniden yapılandırmalıdır. Aksak bir binişle yüksek dağlara ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Kısa Yorum:
Eğitim, kalkınmanın en önemli önceliği olmalıdır. Ancak, Türk-İslam dünyasının eğitim sistemi, gereken dönüşümü gerçekleştirmek için yeterince güçlü değildir. Eğitimde köklü reformların hayata geçirilmesi, bu ülkelerin geleceği için kritik öneme sahiptir.

