Eğitimde Eşitsizlik: Yoksullukla Mücadelede MEB ve Yeni Müfredatın Rolü

Eşitsizlik ve Yoksulluk Eğitimde Büyüyen Sorunlar Eğitimde İkili Sistem Sorunları Maraş’ta okulların büyük çoğunluğu hâlâ ikili eğitim sistemini sürdürmekte. Deprem sonrası konteyner kentlerde yaşayan öğrenciler, okullarına ulaşmak için zor şartlar altında toplu taşıma kullanmak durumunda. İl Milli Eğitim Müdürlüğü yalnızca engelli öğrencilere servis imkânı sağlarken, fiziksel koşulların zayıflığı ve uzun ulaşım süreleri, öğrencilerin derslere zamanında […]

Eşitsizlik ve Yoksulluk Eğitimde Büyüyen Sorunlar

Eğitimde İkili Sistem Sorunları

Maraş’ta okulların büyük çoğunluğu hâlâ ikili eğitim sistemini sürdürmekte. Deprem sonrası konteyner kentlerde yaşayan öğrenciler, okullarına ulaşmak için zor şartlar altında toplu taşıma kullanmak durumunda. İl Milli Eğitim Müdürlüğü yalnızca engelli öğrencilere servis imkânı sağlarken, fiziksel koşulların zayıflığı ve uzun ulaşım süreleri, öğrencilerin derslere zamanında katılmasını ciddi şekilde zorlaştırıyor.

Depremlerden sonra kurulan konteyner okullarda yaşanan sorunlar bu dönemde de devam ediyor. Sınıflar kalabalık, alanlar dar ve donanım yetersiz durumda. Öğrenciler ve öğretmenlerin motivasyonu düşerken, okullarda psikolog kadrosunun olmaması nedeniyle travma sonrası psikososyal destek ihtiyaçları karşılanamıyor. Birçok okulda sadece bir rehber öğretmen mevcut.

Beslenme, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların karşılanmadığı bu kentte, öğrencilerin nitelikli eğitime erişimi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Kırsal bölgelerdeki öğrencilerin %40’ı taşımalı eğitim sistemine dahil edilmişken, öğrencilerin hemen hemen yarısı beslenme desteğinden mahrum kalmış durumda. İnternet veya cihaz erişimi olmayan öğrencilerin oranı ise %42’ye ulaşmış durumda.

Çocuk İşçiliği ve Eğitimden Kopuş

Maraş’ta, diğer illerde olduğu gibi Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulaması kapsamında işletmelere yönlendirilen öğrencilerin sayısı her yıl artmaktadır. Eğitimciler, bu sistemin çocuk emeğini meşrulaştırdığını ve öğrencileri okuldan kopardığını vurguluyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na ait verilere göre, MESEM’e kayıtlı öğrenci sayısı 531 bin 504’e ulaşmış durumda.

Eğitimde Kriz ve Gelecek Kaygısı

Ekim ayında Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2024-2025 eğitim-öğretim yılı istatistiklerini değerlendiren Eğitim Reform Girişimi (ERG), çocukların hızla eğitimden koparak işgücüne katıldığını belirtmiştir. Zorunlu eğitim çağındaki 611 bin 612 çocuğun okul dışında olduğu ve bu grupta 14-17 yaş arası çocukların büyük çoğunluğunu oluşturduğu gözlemlenmiştir. 15-17 yaş grubunda işgücüne katılım oranı %24,9 olarak belirlendi.

Öğretmenler ise norm kadro dengesizliklerinin devam ettiğini ve branş dışı görevlendirmelerin sıklaştığını aktarıyor. Depremzede öğretmenler, barınma ve geçim sıkıntılarıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Hatay’da, 25’ten fazla okul, kalıcı konutların tamamlanmaması nedeniyle hâlâ konteyner kentlerde ders işliyor. Ulaşım sorunları ve yol koşulları da eğitim sürecini zora sokuyor.

Eğitimde Yapılandırma ve Gelişmeler

İzmir’de deprem nedeniyle boşaltılan okulların yerine yenileri hâlâ yapılmadı. Yıkılan veya taşınan okul sayısı 50’yi aşarken, birleştirilen okullarla birlikte yaklaşık 100 okulda fiziki yetersizlikler ve zamanlama sorunları yaşanıyor. Örneğin, Konak’taki Şehit Ömer Halisdemir Bilim Sanat Merkezi, sınıf yetersizliğinden dolayı öğrencilerini başka okullarda ders yapmaya yönlendiriyor.

İstanbul’da da benzer sorunlar yaşanmakta; birçok okul hala yeniden inşa edilmedi. Bahçelievler’deki Mustafa Kemal İlkokulu ve Ortaokulu, iki yıl boyunca başka okullarda eğitim görmekte. Temizlik ve güvenlik sorunları her geçen gün derinleşiyor. Okul idareleri, giderleri karşılamak için velilerden "bağış" talep ederken, yoksul mahallelerde bu durum imkânsız hale geliyor.

Çocukların Psikolojik Durumu

Ekonomik kriz ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle öğrencilerin çoğu aç ya da yetersiz beslenerek okula gidiyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de eğitim enflasyonu %71,67’ye, gıda enflasyonu ise dünya sıralaması boyunca en üst seviyelere çıkmıştır. Öğrencilerin dikkat süresi azalırken, öğrenme güçlüğü ve devamsızlık oranları artmakta. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün araştırmasına göre 5 yaş altındaki çocuklarda bodurluk oranı %10’a yükseldi.

TÜİK’in 2024 çocuk yaşam verilerine göre 5-17 yaş arası çocukların %7,3’ü kendini her gün depresyonda hissederken, 13-17 yaş arası çocukların yarısı sınav dönemlerinde aşırı kaygı yaşamaktadır.

Sonuç

Yaşanan eşitsizlik ve yoksulluk, eğitim sistemini derinden etkilemekte ve gelecekteki nesillerimizin eğitim kalitesini tehlikeye atmaktadır. Eğitimde eşitlik sağlamak için kapsamlı reformlar ve destekleyici politikalar gereklidir. Eğitim emekçileri, bu sorunların çözümü için daha fazla kaynak, dikkat ve kararlılıkla hareket edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılmadıkça, çocukların eşit ve nitelikli bir eğitim alabilmesi hayal olmaya devam edecektir.

Exit mobile version