Eğitimde Batı Standardı: MEB Yönetmelikleriyle Öğretmenlerin Özlük Hakları

Eğitimde Durum: Bir Öğretmenin Gözünden Eğitimde Batı’nın İzleri Türkiye’de eğitim sisteminin son durumu hakkında birçok eğitimci, ben de dahil, karamsar düşüncelere sahipken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Eğitimde Batı’nın bizi örnek aldığını” söylemesi dikkat çekti. Bu iddiayı ciddiye alanlar elbette var; sonuçta “Kurtlu fasulyenin de bir kör alıcısı mutlaka olur.” derler. Eğitim Yönetiminde Şeffaflık Sayın […]

Egitimde Bati Standardi MEB Yonetmelikleriyle Ogretmenlerin Ozluk Haklari

Eğitimde Durum: Bir Öğretmenin Gözünden

Eğitimde Batı’nın İzleri

Türkiye’de eğitim sisteminin son durumu hakkında birçok eğitimci, ben de dahil, karamsar düşüncelere sahipken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Eğitimde Batı’nın bizi örnek aldığını” söylemesi dikkat çekti. Bu iddiayı ciddiye alanlar elbette var; sonuçta “Kurtlu fasulyenin de bir kör alıcısı mutlaka olur.” derler.

Eğitim Yönetiminde Şeffaflık

Sayın Bakan’a sormak gerek: Atadığınız rektör ve dekanların kaçının uluslararası yayınları ve bilimsel çalışmaları bulunuyor? Türkiye’den kaç üniversite dünya sıralamasında ilk 100’de yer alıyor? Hangi Türk üniversitesi, dünya bilimine ne tür katkılarda bulundu? Üstelik, üniversiteye giriş sınavlarındaki taban puanlarını neden sürekli düşürmek zorunda kalıyorsunuz? Bu sınavlarda kaç öğrenci “sıfır” puan aldı?

Öğrenci Başarısızlıkları ve Eğitim

Bir düşünce deneyine ne dersiniz? Tarih öğretmeni sınıfa neşeyle girer ve bir öğrencisine “Kartaca Savaşı’nı kim yaptı?” diye sorar. Öğrenci, “Vallahi-billahi, iki gözüm önüme aksın ki ben yapmadım öğretmenim” der. Bu cevap karşısında sinirlenen öğretmen sınıfı terk eder. Koridorda matematik öğretmeniyle karşılaşır ve içini döker. Matematikçi ona, “Üzülmeyin hocam, bunlar işte böyle: hem yaparlar, hem de inkâr ederler” der.

Eğitimdeki Komik Gerçekler

Tarih öğretmeni, matematikçinin bu sözlerine o kadar sinirlenir ki bayılır. Müdür odasına taşındıktan sonra ayıldığında, müdürü sorar: “Hayırdır hocam, ne oldu da böyle fenalaştınız?” Öğretmen durumu izah edince müdür; “Buna sinirlenilir mi?” der. Bunun üzerine öğretmen, “Ama bunlar hem yaparlar hem de yapmadık diye inkâr ederler!” demesiyle tekrar bayılır.

Öğretmenlerin Yaşadığı Zorluklar

Müdür, öğretmenin kaygılarını hafifletmek için Milli Eğitim Bakanlığı’na yazı yazacağına dair söz verir. Ancak öğretmen, iki haftalık tedavi sürecinden sonra bir ay raporlu olarak taburcu olur. Dinlendiği sırada kapısı çalınır; postacıdan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen bir zarfa ulaşır. İçinde yazılı olanlar ise öğretmeni daha da şok eder: “Bu yıl, gerekli ödenek olmadığından Kartaca Savaşları yapılmayacaktır.”

Eğitimin Geleceği

Türkiye’de eğitim alanında yaşanan bu ironik ve trajikomik durumlar, eğitimcilerin yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Ek ders, seminer ve özlük hakları gibi konuların sürekli gündemde olduğu söylemler, öğretmenlerin çalışma şartlarını daha da zorlaştırıyor. Eğitimdeki kaliteyi artırmak için atılması gereken adımların, yalnızca söylemde kalmaması gerekiyor.


Not

Bu yazının ilham kaynağı sosyal medyadaki tartışmalardır. Eğitim sisteminin iyileştirilmesi için atılacak adımlar, öğretmenlerden başlayarak sistemin geneline yayılmalıdır.

Exit mobile version