Flaş Gelişme: Zonguldak’ta Düğün Dönüşü Kanlı Bıçaklama Olayı
Olayın Arka Planı
21 Temmuz’da Zonguldak’ın Köroğlu köyünde bir düğün dönüşünde yaşanan akıl almaz bir olay, iki ailenin arasındaki husumeti kanlı bir çatışmaya dönüştürdü. Geçen ay, Erdeniz Köroğlu’nun kardeşi E.K. ve akrabaları, Halil Can ve Emirkan Köroğlu kardeşler tarafından köy kahvesinde darp edilmişti. Darp olayının ardından, iki aile arasında gerginlik başladı.
Cinayet Gecesi Neler Oldu?
Olay gecesi, düğün kutlamasının ardından Erdeniz Köroğlu ile karşılaşan Halil Can ve Emirkan Köroğlu arasında tartışma çıktı. Erdeniz Köroğlu, yanındaki bıçakla iki kardeşe saldırdı. Bıçak darbeleri sırasında torunlarını korumak isteyen babaanneleri Nazmiye Köroğlu da yaralandı. Olayın ardından yaralılar, ambulansı beklemeden özel araçlarla hastaneye taşındı; ancak Halil Can, Emirkan ve Nazmiye Köroğlu hastanede hayatını kaybetti.
Resmi Açıklama ve Tutuklama
Erdeniz Köroğlu, olaydan sonra jandarma tarafından yakalanarak çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Hakkında “kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası talep ediliyor.
Duruşmada Şok İfadeler
Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, olay anında kendisini savunmaya çalıştığını iddia eden sanık Köroğlu, “Olay anında E.K., eşime ağır küfürler etti. Herkes bana saldırdı; kendimi korumak zorundaydım” dedi. Savunmadaki bu ifadeler, duruşma salonunda dinleyiciler arasında gerginliğe sebep oldu.
Tanıkların İfadeleri
Duruşmada, olayla ilgili 12 tanık dinlendi. Ölenlerin yakınları, sanığın en ağır cezayı almasını talep etti. Tanıklardan birisi, Erdeniz Köroğlu’nun bıçakla saldırırken kendisine de bıçak savurduğunu ve husumetin asıl sebebi olmadığını belirtti.
Güncel Durum ve Duruşma Ertelenmesi
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi ve ifadesi alınamayan tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma sonrasında, ölenlerin yakınları sanığın ring aracına alınırken duydukları öfkeyi dile getirdiler.
Editoryal Değerlendirme
Bu olay, toplumsal ilişkilerin ne denli hassas bir yapıda olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aileler arasındaki husumetlerin, hangi boyutlara ulaşabileceği ve bu tür olayların toplumda bıraktığı derin yaralar, gerçek birer ders niteliğinde. Yaşananlar, çözüm bekleyen meselenin sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunu da gösteriyor.

