Dolar Kuru Üzerindeki Baskılar Artıyor: Ekonomik Gelişmeler ve Piyasa Analizi
Küresel Doların Gücü Gelişen Piyasalara Yansıyor
Son günlerde yurt içindeki ve küresel ekonomik gelişmeler, Türk Lirası (TL) üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Dolar Endeksi’nin (DXY) tekrar güç kazanma belirtileri, özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerinde gözlemlenen zayıflama eğilimini artırdı. Dolar kuru, hafta ortasında 41,70 direncini test ederek yukarı yönlü ivmesini sürdürüyor.
Bu artış, yalnızca küresel dolardan kaynaklanmıyor; yurt içindeki enflasyon verileri ve para politikalarındaki belirsizlik de önemli bir rol oynuyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın “sıkı duruş devam edecek” mesajı vermesi, yatırımcıların Ekim ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısında sınırlı bir faiz indirimi olasılığını hala fiyatlamasına engel olmuyor. Böylece, dolar/TL’de yukarı potansiyelin kalıcı olabileceği fikri öne çıkıyor.
Yurt içi Para Politikasındaki Belirsizlikler
Eylül ayındaki %3,23’lük enflasyon verisi, piyasalardaki dezenflasyon süreci üzerine sorgulamalara sebep oldu. TCMB Başkanı Karahan, sıkı para politikası duruşunun fiyat istikrarı sağlanana kadar süreceğini vurgularken, dezenflasyonun ana eğiliminde bir yavaşlama yaşandığını kabul etti. Bu durum, piyasalardaki iki temel dengeyi öne çıkarıyor: Sıkı duruşun TL üzerindeki olumsuz etkisi ve olası faiz indirimlerinin yaratabileceği kısa vadeli zayıflama riski.
Küresel Dolar Direnci ve Enerji Piyasalarının Etkisi
DXY’de meydana gelen yükseliş, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde satış baskısını artırdı. ABD ekonomisindeki büyüme yavaşlamasına dair sinyallere rağmen, yatırımcıların ‘güvenli liman’ arayışı dolara olan talebi yükseltiyor. Orta Doğu’daki belirsizliklerin azalması ile petrol fiyatlarında bir miktar gevşeme görülse de, enerji maliyetleri üzerindeki oynaklık sürüyor. Bu durum, TL’nin üzerinde dolaylı bir baskı oluşturuyor.
Ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan 4,9 milyar dolarlık swap anlaşması, TCMB’nin döviz rezervlerini destekleyen önemli bir adım. Ancak bu tür anlaşmaların yapısal değil, geçici etkiler yarattığı unutulmamalı. Yurt dışı portföy girişlerindeki gerileme ve küresel fon akımlarındaki zayıflama, döviz likiditesi risklerini artırıyor.
Teknik Analiz ve Piyasa Beklentileri
Kısa vadede dolar/TL’nin 41,70-42 bandında dengelenme eğilimi sürdüğü görülüyor. Teknik açıdan, 41,70 seviyesi kritik bir eşik haline geldi. Bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanırsa, 41,80 ve 41,90 seviyeleri bir sonraki direnç noktası olabilir. Aşağıda ise 41,65 kısa vadeli destek ve 41,50 daha güçlü bir destek olarak öne çıkıyor.
Dolar/TL’de yukarı yönlü potansiyel sınırlı olsa da, TCMB’nin sıkı para politikası mesajları, mevcut koşullarda 42 seviyesinin üzerindeki çıkışların kalıcılığını sınırlayabilir. Genel tablo, TL’nin kırılganlığını artıran bir dizi faktör içeriyor; ancak TCMB’nin likidite destekleri aşırı değer kayıplarını önlüyor.
Sonuç
Kısa vadede, dolar/TL’nin 41,70-42 aralığında yön bulması ve TL’nin ılımlı değer kaybı sergilemesi bekleniyor. Önümüzdeki 23 Ekim’deki Para Politikası Kurulu toplantısı, piyasa beklentilerini şekillendirecek önemli bir faktör olacaktır. Eğer TCMB, faiz indiriminde temkinli bir yaklaşım benimserse, TL kısa vadede nefes alabilir. Aksi halde, dolardaki yükselişin 42 seviyesinin üzerinde kalıcı hale gelmesi, yeni bir denge arayışını 42,25-43,60 bandına taşıyabilir.
Yorum: Mevcut ekonomik koşullar, TL üzerinde baskı oluşturan birçok faktörü barındırıyor. Yatırımcıların, TCMB’nin alacağı kararları dikkatle izlemesi ve piyasa dinamiklerini göz önünde bulundurarak stratejiler oluşturması önem kazanıyor. Finansal piyasalardaki dalgalanmalara karşı dikkatli olmakta fayda var.