CEO’lar İçin Yeni Normal: Belirsizlik ve Dönüşüm Süreci

PwC Türkiye’den Önemli Araştırma Bulguları

PwC Türkiye, küresel ve yerel dönüşüm dinamiklerini odağına alan Value in Motion araştırmasının sonuçlarını, “Yarının Belirsizliğinde Bugünü Kazanmak” temasıyla gerçekleştirilen 4. Dönüşen Liderlik Zirvesi’nde açıkladı. Araştırmanın önemli bulgularını PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu ile Müşteri ve Endüstri Grupları Lideri Cihan Harman paylaştı.

CEO’lar Artık Belirsizlikle Yüzleşiyor

PwC’nin araştırması, günümüz iş dünyasının jeopolitik gerilimler, yapay zekanın yükselmesi ve iklim krizinin yarattığı baskılar altında kırılgan bir döneme girdiğini gözler önüne seriyor. CEO’ların gelecek on yılı etkili bir şekilde yönlendirebilmeleri için değer akışlarını ve potansiyel gelişmeleri görünür kılmaları gerektiği vurgulanıyor.

Cenk Ulu, bu durumu şöyle ifade etti: “PwC’nin 28. Küresel CEO Araştırması’na göre, her 100 CEO’dan 45’i mevcut iş modellerini değiştirmezlerse ekonomik varlıklarını sürdüremeyeceklerini düşünüyor. Aynı dünya ama çok farklı sonuçlar mümkün.”

Dönüşümün İki Ana Mega Trendi: Yapay Zeka ve İklim Krizi

Araştırma, önümüzdeki on yılı şekillendirecek dokuz yeni büyüme alanı tanımlıyor:

• Üretim
• İnşaat
• Beslenme
• Sağlık ve bakım
• Hareket
• Enerji ve güç sistemleri
• Kamu hizmetleri
• Finansman ve sigorta
• Veri iletimi ve işleme

Cihan Harman, yapay zekanın ve iklim değişikliğinin şirketleri hem dönüşüme zorladığını hem de büyük belirsizlikler yarattığını belirtti: “2025 yılında, 7 trilyon dolarlık bir değerin bu yeni büyüme alanlarında oluşacağı öngörülüyor. Yapay zeka doğru kullanılırsa maliyetleri düşürüp sektörler arası iş birliğini artırabilir, ancak dönüşümün hızı ve ölçeği hala belirsiz.”

Harman ayrıca, yapay zekanın doğru kullanımıyla global ekonominin 2035 yılına kadar yüzde 15 büyüyebileceğini, ancak artan iklim risklerinin aynı dönemde dünya genelindeki büyümeyi 6,8 puan olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.

Stratejik Esneklik ve Yeni Senaryolar

Belirsizlikteki büyüme fırsatlarını değerlendirmek amacıyla üç farklı gelecek senaryosu öneriliyor. Şirketler, bu senaryolar doğrultusunda strateji geliştirmek durumunda:

Güvene Dayalı Senaryo

İleri teknolojinin sorumlu bir şekilde benimsenmesi ve yapay zekanın sağladığı verimlilik kazançları, karbonsuzlaşma maliyetlerini telafi ederek yüksek büyüme sağlar.

Kırılgan Denge Senaryosu

Teknoloji ile iklim arasında bir denge sağlanmaya çalışılırken, bölgesel çıkarlar ve regülasyonlardaki gecikmeler sorunlar yaratabilir.

Fırtınalı Zamanlar Senaryosu

Teknolojide güven bunalımları, yetersiz iklim politikaları ve artan jeopolitik gerilimler, büyüme beklentilerini olumsuz etkileyebilir.

PwC Türkiye’nin araştırması, "belirsizlik çağında değer yaratma" kavramını yeniden tanımlarken, iş dünyasına esneklik, çeviklik ve iş birliği odaklı stratejiler geliştirme çağrısında bulunuyor.

---

Yorum: PwC Türkiye’nin gerçekleştirdiği bu araştırma, belirsiz bir iş ikliminde olmanın getirdiği zorlukları ve fırsatları öne çıkarması açısından oldukça önemlidir. Özellikle yapay zeka ve iklim krizi gibi devasa dönüşüm faktörleri, CFO’ların ve CEO’ların dikkatle izlemesi gereken alanlar arasında. Ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde, yenilikçi stratejilerin benimsenmesi, firmaların rekabet gücünü artıracağı gibi, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirliğe de katkıda bulunacaktır.