Enflasyonun Tarımsal Girdilere Yansıması ve Üretici-Market Fiyat Farkları
Tarımsal Girdi Fiyatlarında Artış
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos 2025 itibarıyla tarımsal girdi fiyatlarında önemli artışlar gözlemlediklerini açıkladı. İlgili veriler, tarımsal üretimde kullanılan gübreler başta olmak üzere birçok girdinin fiyatında gözle görülür bir artışı işaret ediyor.
Girdi Fiyatlarındaki Yıllık Değişim
Ağustos ayında, bazı gübrelerin fiyatlarının Temmuz ayına göre değişimi şu şekildedir:
- DAP gübresi: +4,3%
- Amonyum sülfat: +2,1%
- CAN (%26): +0,1%
- 20.20.0 gübresi: +6,6%
- Üre gübresi: -1,3%
Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında ise üre gübresi fiyatlarının %85,3 oranında arttığı dikkat çekiyor. Bu durum, girdi maliyetlerinin enflasyon üzerindeki dolaylı etkisini gösteriyor.
Enerji ve İlaç Fiyatları Üzerindeki Etkiler
Tarım sektöründe elektrik fiyatları yıllık bazda %12,8 artarken, tarımsal ilaç fiyatlarının %14,94 oranında yükseldiği kaydedildi. Mazot fiyatı ise belli bir düşüş göstermesine rağmen, yıllık bazda %21,8 artmış durumda.
Üretici ve Market Fiyatları Arasındaki Farklar
Ağustos ayında, üretici ve market fiyatları arasındaki farklar da dikkat çekiyor. En yüksek fiyat farkı %335,3 ile havuçta yaşandı. Üreticinin elinde 11 lira olan havuç, markette 47 lira 88 kuruşa satılmakta. Bu durum, enflasyonun yanı sıra tarımda yaşanan pazar dinamiklerini de gözler önüne seriyor.
Fiyat Farklarının Detayları
- Havuç: Üretici 11 TL, Market 47,88 TL
- Kabak: Üretici 8,38 TL, Market 33,49 TL
- Limon: Üretici 38,75 TL, Market 152,57 TL
Bu fiyat farkları, tüketici üzerinde doğrudan bir etkide bulunarak gıda enflasyonunu artırıyor.
Sektör Özeti ve Görüş
Ağustos 2025 verileri, tarımsal girdilerdeki artışların ve üretici-market fiyat farklarının, tüketici enflasyonu üzerinde belirgin bir baskı oluşturmaya devam edeceğini gösteriyor. Özellikle gıda fiyatlarının artışı, döviz kurlarındaki dalgalanmalarla birleştiğinde, ekonomik belirsizlikleri artırarak piyasaları olumsuz etkiliyor. Girdi maliyetlerindeki bu yükseliş, çiftçilerin kâr marjlarını azaltmakta ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir.
Tüketicilerin karşılaşacağı yüksek fiyatlar, enflasyonist baskıları artırarak, ekonomi genelinde daha geniş etkilere yol açabilir. Bu durum, yerel üreticilerin desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Tüketici ve üretici arasındaki bu uçurum, ayrıca kamu politikalarının ve tarımsal stratejilerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir.
Sonuç olarak, enflasyon ile mücadelede etkili stratejiler geliştirilmediği takdirde, bu fiyat artışları ve gıda güvencesindeki tehditler, Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyebilir.