K Şekilli Ekonomi: Yüksek Gelirli Kesim ve Enflasyonun Etkileri
2020’daki Kovid-19 salgını sonrası ekonomik toparlanmanın dengesizliği, ABD’de “K şekilli ekonomi” kavramını gündeme getirmeye devam ediyor. Bu modelde, borsa ve konut fiyatlarındaki artıştan faydalanan yüksek gelirli kesim harcamalarını sürdürürken, düşük gelirli kesim enflasyon ve istihdamın yavaşlaması nedeniyle giderek daha kısıtlayıcı bir harcama politikası izlemekte.
Gelir Dağılımındaki Uçurumun Artması
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) verilerine göre, hanehalkı servetinin %67’si en zengin %10’luk kesime aitken, alt %90’lık kesim sadece %33’lük bir paya sahip. Peter G. Peterson Foundation’un analizi, yüksek gelirli hanelerin gelirinin 1981’den bu yana belirgin şekilde yoğunlaştığını göstermektedir.
Tüketim Harcamalarının Dağılımı
Amerika Birleşik Devletleri’nde toplam ekonomik faaliyetin neredeyse üçte ikisi tüketici harcamalarından oluşuyor. Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi’nin analizine göre, en zengin %10’luk kesim, ülke genelindeki harcamaların yarısını gerçekleştiriyor. Bu oran, salgın öncesine göre 5 puan artarken, 1990’ların başından itibaren 15 puanlık bir artış göstermiş durumda.
Tüketici Harcamalarının Ayrışması
Fed’in Bej Kitap raporu, tüketiciler arasındaki farkın giderek açıldığını ortaya koyuyor. Genel tüketici harcamalarının azalış göstermesi, yüksek gelirli kesimin ise harcama eğilimlerinin hala güçlü kaldığına işaret ediyor. Bu durum, ekonominin büyük ölçüde yüksek gelirli kesim tarafından desteklendiğini ortaya koyuyor.
Finansal İstikrar ve Ekonomik Görünümde Riskler
Ekonomistler, yüksek gelirli kesim harcamalarına devam ettiği sürece resesyondan kaçınılabileceğine dair uyarılarda bulunuyor. Ancak, bu kesim temkinli bir tutum benimsediğinde ekonominin sorunlarla karşılaşabileceği konusunda da biliçliler. Moody’s Analytics Ekonomi Araştırmaları Kıdemli Direktörü Scott Hoyt, zayıflayan işgücü piyasası ve yüksek enflasyonun düşük gelirli kesim üzerinde ciddi baskılar oluşturduğunu vurguladı.
Kredi Sorunları ve Ekonomik Dengesizlik
Yüksek gelirli hanelerin artan harcama payı, mevcut para politikasının üst ve alt gelir grupları arasındaki ayrışmada sınırlı bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Yüksek faiz oranları, zengin kesim için tasarrufları artırırken, düşük gelirli borçlular üzerinde baskı oluşturuyor. Hoyt’a göre, “K şeklindeki bir ekonomik yapı, mali istikrar ve toplumsal huzursuzluk açısından risk taşımaktadır.”
Sonuç olarak, K şekilli ekonomi kavramı, hem finansal hem de sosyal açıdan önemli sonuçlar doğuruyor. Ekonomik uçurumun derinleşmesi, toplumda huzursuzluk ve siyasi kutuplaşmayı körükleyebilir. Geldiğimiz noktada, yüksek gelirlilerin harcamalarını sürdürmesi, ekonomik canlılık açısından kritik bir öneme sahip. Ancak, bu kesimin davranışlarındaki belirsizlik, geniş çaplı bir istikrarsızlık riski oluşturmakta.

