Sahte Belge Skandalı: Öğrenciler Yabancı Kontenjanından Üniversiteye Yerleştirildi

Ankara’da Sahte Denklik Belgeleri Üzerine Soruşturma Başlatıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, 2019 ve 2020 yıllarında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yapılan ihbarlar üzerine sahte transkript belgeleriyle yurt dışında eğitim görmüş gibi gösterilen birçok kişinin, Türkiye’deki üniversitelerdeki çeşitli bölümlere kaydedildiği belirtildi. Soruşturma, Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın incelemeleri sonucunda sahte belgelerin düzenlendiğinin tespit edilmesiyle derinleşti.

Şüpheli Sanıklar ve Yöntemleri

İddianamede yer alan bilgilere göre, bazı bireyler, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı ve çeşitli il Milli Eğitim Müdürlükleri’nden aldıkları denklik belgeleri ile üniversitelere kayıt yaptırmışlar. Bu işlemlere aracılık edenlerin belirlenmesi için çalışmalara ara verilmeden devam ediliyor.

Yapılan incelemelerde özellikle, yurt dışında lise eğitimi aldığı iddialarını rafa kaldıran bulgular elde edildi. Örneğin, 11 öğrenciden 10’unun Türkiye’deki liseden mezun olduğu, ve yurt dışında eğitim aldığını öne sürdüklerinin tamamen asılsız olduğu belirlendi.

Hileli Metotlar: Denklik Belgelerinde Sahtecilik

İddianameye göre, sanık Güler K., Çankaya Milli Eğitim Müdürlüğü’nde öğretmen olarak görev yapıyordu ve 2008 yılından beridir bu görevi yürütmektedir. Sanık, sahte belgelerin düzenlenmesinde ve denklik belgesi yönlendirmelerinde görev almış olup, Bekir T. ile arasında gerçekleşen para hareketleri, bu işlemler için menfaat sağlandığını göstermektedir.

İlgili belgelerdeki sahtecilikler, öğrencilerin yüksek puanlı bölümlere yerleştirilmesine ciddi anlamda engel teşkil eden durumlar yaratmıştır.

Öğrenci Mağduriyeti ve Yargı Süreci

İddianamede geçen bilgilere göre, sahte belge düzenleyerek elde edilen denklik belgeleriyle, Türkiye’de üniversitelerdeki çeşitli bölümlere ‘yabancı öğrenci’ kontenjanından yerleştirildiği belirtiliyor. Öğrencilerin, kendi emekleriyle kazandıkları hakların gasbedilmesi, aileleriyle birlikte maddi ve manevi mağduriyet yaşamalarına yol açmıştır.

Cezai Yaptırımlar

Bu olaylar neticesinde, Hukuk önünde hesap verme süreci başlamış durumda. Suçlamalarda bulunan sanık Bekir T.’nin "rüşvet vermek" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 4 yıldan 19 yıl 6 aya kadar, Güler K. için ise "rüşvet almak" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 4 yıldan 19 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edilmektedir. Diğer 44 sanığın ise "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6 ay kadar hapisle cezalandırılması bekleniyor.

---

Kısa Yorum

Bu gelişmeler, eğitim sistemindeki güvenilirliği sarsan ciddi bir sahtecilik olayı olarak dikkat çekiyor. Öğrencilerin geleceğini etkileyen bu tür olaylar, yasaların ve yönetmeliklerin daha da sıkı denetlenmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Eğitim kurumlarındaki etik değerlerin daha sağlıklı hale getirilmesi, bu gibi durumların önlenmesinde kritik rol oynayacaktır.