Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Krizdeki Sorunları: Eğitim-İş’ten Açıklamalar
Eğitim-İş’ten Çarpıcı Açıklamalar
Eğitim-İş Denizli 2 No’lu Şube Başkanı Gökhan Okulu, maaş politikaları ve enflasyon farkı uygulamalarıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Yapılan açıklamada, Türkiye’deki ekonomik kriz altında eğitim çalışanlarının büyük zorluklarla başa çıktığına dikkat çekildi.
Emek ve Ekonomik Refah
Okulu, ülke refahının emeğe değer verilmeden sağlanamayacağını vurgulayarak, "Emek sömürüsüne son verilmelidir," dedi. Eğitim alanındaki memurların ve öğretmenlerin yaşadığı maddi sıkıntıların kamuoyunda yeterince dikkat çekmediğini belirtti.
Enflasyon Farkı ve Alım Gücü
TÜİK Verileri Gerçekleri Yansıtmıyor
Okulu, 2012 yılından bu yana maaş zamlarının Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan altı aylık enflasyon farklarına dayandığını hatırlattı. Ancak bu farkların, piyasa koşullarına ve gerçek hayata uygun olmadığını belirtti. "TÜİK rakamları çarşı, pazarla örtüşmüyor. Zam oranları ülke gerçeğiyle paralel olmalı," dedi.
Eşel Mobil Sistemine Dönüş
Eşel mobil sisteminin 1997 yılında uygulandığını ve yüksek enflasyon dönemlerinde çalışanların alım gücünü koruduğunu hatırlatan Okulu, bu sistemin yeniden toplu sözleşmelere dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Bu sistemin, eğitim emekçilerinin maaşlarını korumada önemli bir araç olabileceğini vurguladı.
Seyyanen Zamların Etkisi
Geçici Çözümler ve Kalıcı Kayıplar
2023 yılında öğretmenlere uygulanan 8.077 TL seyyanen zammın uzun vadede büyük kayıplara yol açtığını ifade eden Okulu, ek ders ücretlerinin de düşük kaldığını belirtti. "2002’de ek ders ücreti öğretmen maaşının yüzde 58’ine denk gelirken, bu oran bugün yüzde 31’e geriledi," diyerek ek ders ücretlerinin artması gerektiğini söyledi.
Emeklilerin Durumu
Seyyanen zamların emekli maaşlarına yansımadığını vurgulayan Okulu, "Bugün emekli olan bir öğretmenin maaşı 27.734 TL iken, kök maaşa yansıyan zamlarla bu rakam 48.705 TL olmalıydı," diyerek büyük bir kayıp yaşandığını ifade etti.
Hükümetin Yanlış Politika ve Konfederasyon Eleştirisi
Okulu, iktidarın yanlış ekonomi politikalarını ve bu politikaları destekleyen memur konfederasyonlarını eleştirdi. "Seyyanen zam talep edenlerin, çalışanları değil kendi konforlarını düşündüğünü söylüyor. Bu anlayışla emek mücadelesi verilemez," dedi.
Eğitim Çalışanları Bu Krizin Sorumlusu Değil
Okulu’nun son sözlerinde, eğitim emekçilerinin ekonomik krizin faturasının kesilmemesi gerektiği yönündeydi. "Bu ülkenin en büyük zenginliği emektir. Neoliberal politikalara ve alın terini yok sayan uygulamalara karşı mücadelemiz sürecek," diyerek bu konudaki kararlılığını ortaya koydu.
Sonuç Olarak
Eğitim-İş’in yaptığı açıklamalar, eğitim alanındaki çalışanların karşılaştığı sorunların ciddiyetine dikkat çekiyor. Özellikle enflasyonun alım gücüne etkisinin göz ardı edilmesi, uzun vadede eğitimin kalitesini ve öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyebilir. Eğitimde sürdürülebilir bir çözüm üretmek, yalnızca çalışanları değil, öğrencileri de yakından ilgilendiriyor. Eğitim politikalarının gözden geçirilmesi elzem görünüyor.