Flaş Gelişme: TBMM’de Soykırım İddiasına İtirazlar Yükseliyor

Tezkere Kabul Edildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, Mardin Milletvekili George Aslan’ın 18 Haziran 2025 tarihinde yaptığı konuşmada dile getirdiği ‘soykırım’ ve ‘yok etme’ ifadelerine yönelik bir tezkereyi kabul etti. Tezkere, bu ifadelerin TBMM tutanaklarında yer almasının milletin birliği ve beraberliği ile ilgili temsil misyonu açısından sorunlu olduğunu belirterek, sözlerin reddedildiğini not etmek amacıyla hazırlandı.

Siyasi Partilerden Tepkiler

İYİ Parti’nin İtirazı

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, konuya dair yaptığı konuşmada, Aslan’ın ifadelerinin "talihsiz" olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bu tartışmanın "niteliksiz" bulunduğunu anımsattı. Kavuncu, ayrıca bu tür iddiaların Türk milletine hakaret teşkil ettiğini ifade ederek, aslen alınan kararın eksik olduğunu vurguladı.

DEM Parti’den Söz Özgürlüğü Vurgusu

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise, George Aslan’ın sözlerinin çarpıtıldığını belirtti. Temelli, sözlerini eleştirme hakkına vurgu yaparak, çoğulculuğun önemine dikkat çekti. "Ya demokrasiden yanasınız ya da tahdit altında bir demokrasi peşindesiniz," dedi.

MHP ve AK Parti Destekleyici Pozisyonda

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, 18 Haziran’da yapılan konuşmanın zamanlamasına işaret ederek, ‘soykırım’ gibi ifadelerin bu dönemde kabul edilemeyeceğini söyleyerek, konuşmaların çok önemli bir dönüm noktasında gerçekleştiğini vurguladı. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise, Türk milletinin hiçbir millete karşı soykırımda bulunmadığını belirterek, tezkereyi desteklediklerini ifade etti.

CHP’den Farklı Bir Yaklaşım

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 1915 yılında yaşananların soykırım olarak değerlendirilemeyeceğini öne sürdü. Emir, bu olayların tarihçiler tarafından ele alınması gerektiğini belirterek, "Soykırım kelimesi 1945’ten sonra literatüre girmiştir," dedi ve bu tür tanımlamaların yanıltıcı olabileceğini söyledi.

Sonuç ve Editör Yorumu

TBMM’deki bu tartışmalar, Türkiye’nin tarihsel olaylarına yönelik farklı bakış açılarını gözler önüne seriyor. Siyasi partilerin konuya dair tutumları, ifade özgürlüğü ve tarihsel gerçeklikler üzerinden ayrı bir boyut kazanıyor. Her ne kadar bazı partiler tezkereyi desteklese de, diğerleri eleştirilere ve alternatif önerilere açık. Bu durum, Türkiye’nin tarihsel meselelerle yüzleşmesinde henüz tam anlamıyla bir uzlaşma sağlanamadığını gösteriyor. Uzlaşmazlıkların sürdüğü bu tür konular, gelecekte de derin tartışmalara yol açabilir.