Ekrem İmamoğlu’ndan Diploma İddialarına Yanıt: "Hukuksuzluk Ortaya Çıktı"

Yargı Süreci Hakkında Açıklamalar

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Adaylık Ofisi’nden yaptığı açıklamada, diploma ile ilgili yargı sürecinin hukuktan ve adaletten ne denli uzak olduğunu vurguladı. İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi’nin iptal kararına karşı açtıkları davada sunulan belgelerin, sürecin nasıl aceleye getirildiğini ve siyasi saiklerle yürütüldüğünü açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

"Geç Kalacaktık" İfadesi

üniversite yönetiminin, fakültenin gerekli kararlarını neden kendisinin aldığını "Geç kalacaktık" şeklinde açıklaması dikkat çekti. İmamoğlu, bu ifade üzerinden bir eleştiri yaparak, “Neye geç kalıyordunuz? Yine hangi sinsi plana yetişemiyordunuz?” dedi.

Sahtecilik İddiaları ve Belgeler

İmamoğlu, kendisi hakkında açılan sahtecilik davasının tamamen asılsız olduğunu savundu. “Belgelerimi eksiksiz teslim ettim, üniversite belgelerimi inceledi ve geçişimi kabul etti. Eğitime devam ettim, mezun oldum ve diplomamı aldım” diye belirtti. Bu bağlamda, sahtecilik iddialarının asılsızlığını vurguladı.

Yargı Sürecindeki Hukuksuzluklar

İmamoğlu, kendisi hakkında suçlamalarda bulunan savcının, ortada bir sahtecilik bulamayınca “uydurma” bir iddia ortaya koyduğunu dile getirdi. Suçlamalar arasında “iştirak halinde” suç işlediği iddiaları da yer alıyor. Ancak, iddianamede bu suça iştirak edenlerin kimler olduğu hakkında hiçbir bilgi bulunmadığını belirtti.

Hukukun Sesi Olmak

İmamoğlu, “Eğer hukuk gerçekten işleseydi, bugün beni değil, bu hukuksuzlukları yapanları yargılayan bir sistem olurdu” diyerek, mevcut sistemin adaletsizliklerine dikkat çekti. Gelecekte, bu hukuksuzlukların gün yüzüne çıkacağını ve kendisinin korkmadan, susmadan ve asla vazgeçmeden mücadele edeceğini ifade etti.

Sonuç

Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’deki hukuk sisteminin tartışmalı yönlerine ve üniversite yönetimlerinin karar süreçlerindeki belirsizliklere dikkat çekiyor. Bu açıklamalar, eğitim alanındaki haksız uygulamaların ve bürokratik engellerin yeniden sorgulanmasına zemin hazırlayabilir. İmamoğlu’nun bu duruşu, gençlerin eğitim hayatındaki fırsat eşitliği açısından da önemli bir bilinç oluşturabilir.