Avrupa Firmalarından AB’ye Yapay Zeka Düzenlemeleri İçin İtiraz
Avrupa İnovasyonunda Kriz Uyarısı
AirBus, ASML, Carrefour, Lufthansa ve Mercedes-Benz gibi önde gelen Avrupa şirketlerinin üst düzey yöneticileri, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e yönelik ortak bir mektup kaleme aldı. Bu mektup, "Saati Durdurun" başlığıyla dikkat çekiyor ve AB’nin yapay zeka düzenlemelerinin belirsizliğine vurgu yapıyor.
Yapay Zeka Düzenlemeleri Üzerindeki Endişeler
Yöneticiler, AB’nin yapay zeka kullanımına dair koyduğu kuralların karmaşıklığını ve belirsizliğini eleştirerek, bu düzenlemelerin Avrupa’nın teknoloji alanındaki hedeflerini tehlikeye attığını ifade ediyor. Yapay zeka çözümlerinin herkes için faydalı olmasının önemine dikkat çekiliyor. Günümüzde yapay zeka, finansal hizmetlerde, borsa işlemlerinde ve yatırım kararlarında önemli bir rol oynamaya başladı. Bu nedenle, şirketlerin yapay zekayı entegre etme yetenekleri büyük bir endişe kaynağı.
Erteleme Talepleri
Mektubun içeriğinde, AB yapay zeka yasası çerçevesinde, Ağustos 2026’da yürürlüğe girmesi beklenen yüksek riskli yapay zeka sistemleri üzerindeki yükümlülüklerin 2 yıl ertelenmesi talep ediliyor. Ayrıca, genel amaçlı yapay zeka modelleri için Ağustos 2025’te yürürlüğe girmesi planlanan yükümlülüklerin de aynı şekilde ertelenmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu ertelemelerin, Avrupa’nın rekabet gücünü artıracağı ve yenilikçiliği teşvik edeceği öngörülüyor.
Mevcut Durum ve Gelecek Beklentileri
AB Yapay Zeka Yasası, 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe girmişti ve yasada yer alan çeşitli hükümler aşamalı olarak uygulanıyor. Ancak, mevcut düzenlemelerin sektörde yarattığı belirsizlikler, yatırımcıların ve finansal kuruluşların karar alma süreçlerini olumsuz etkileyebiliyor.
Sonuç olarak, Avrupa firmaları, yapay zekanın geleceği için daha net ve uygulanabilir kurallar istiyor. Yapay zeka alanındaki gelişmeler, sadece teknolojiyi değil, aynı zamanda finansal piyasalarda ve yatırım arenasında da derinlemesine değişikliklere yol açabilir. Yöneticilerin çağrısı, AB’nin bu alanda daha esnek ve inovatif bir yaklaşım benimsemesi gerektiği yönünde.