Allianz Risk Barometresi 2025: Doğal Afetler Türkiye’nin En Büyük Riskini Oluşturuyor
Allianz Türkiye’nin Risk Barometresi 2025 sonuçları, ülkemizde doğal afetlerin en büyük risk olarak öne çıktığını ortaya koyuyor. Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, “Geleceği güvence altına almak, bugünün risklerini doğru okumakla başlar” diyerek sigorta sektörünün proaktif bir şekilde risk yönetimi üzerine odaklandığını vurguluyor.
İklim Krizinin Artan Etkileri ve Sigorta Sektörünün Rolü
İklim krizinin etkileri giderek derinleşirken, sigorta sektörü yalnızca zararları telafi etmekle kalmayıp riskleri öngörebilen ve yönetebilen bir yapı haline gelmek zorunda. Allianz Türkiye, bu dönüşümü sağlamak adına bilinçlendirme ve teknolojik yeniliklerle de müşterilerine yaklaşmayı hedefliyor. Gürkan, bu süreçte hem sektörel hem de toplumsal sürdürülebilirliği önemsediklerini ifade ediyor.
Doğal Afetler ve İş Kesintisi Riski: Türkiye’nin Öncelikli Sorunları
Allianz Risk Barometresi 2025’te, doğal afetlerin yanı sıra iş kesintisi riskinin de Türkiye’de ilk beşe girdiği dikkat çekiyor. Kahramanmaraş depremleri, bu farkındalığın bir dönüm noktası olduğunun altını çiziyor. Allianz, Türkiye’nin ilk akredite deprem laboratuvarını kurarak eğitim, test ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. 2019’dan bu yana yapılan yatırımlarla, yerli testlerin sağladığı ekonomik fayda da göz ardı edilmemeli.
Proaktif Stratejiler ve KOBİ’lere Sunulan Destek
Gürkan, "Allianz ile Geleceğin Güvende” mottosuyla sürdürülebilir bir iş modeli oluşturduklarını belirtiyor. Türkiye’de KOBİ’lerin sigortalılık oranının yalnızca %35 olması ise önemle vurgulanması gereken bir durum. KOBİ’lerin, iklim değişikliğiyle artan risklere karşı bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Allianz, bu çerçevede eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunarak KOBİ’lerin risk yönetimi becerilerini geliştirmeyi hedefliyor.
Kömür Üretimi Sigortalanmıyor: Allianz’ın Sürdürülebilirlik Vizyonu
Allianz, çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutarak, 2018 yılından itibaren Türkiye’de kömür üretimini sigortalamaktan vazgeçti. Bu karar, enerji dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla alındı ve mevcut sözleşmeler de yenilenmiyor. Kurum, insan hakları ve çevresel standartlar açısından riskli sektörleri kapsam dışı bırakmayı hedefliyor.
AB Taksonomisine Uyumlu Ürünler ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Allianz Türkiye, “Türkiye’nin ilk AB Taksonomisine uyumlu sürdürülebilir kaskosunu” geliştirdiklerini duyuruyor. Döngüsel ekonomi anlayışıyla, atık yönetimi sorumluluğu üstlenerek çevre dostu uygulamalar sunuyor. Ayrıca, ofislerde yenilenebilir enerji kullanma hedefi 2024 itibarıyla hayata geçirilecek.
Toplumsal Sorumluluk Projeleri: "Bir Kız Gelecek"
Toplumsal refahı artırma çabaları da unutulmuyor. “Bir Kız Gelecek” projesi ile kız çocuklarına burs, mentörlük ve istihdam desteği sağlanıyor. Ayrıca, TEGV ile iş birliği içinde yürütülen projeler, çocuklara afet bilinci kazandırmayı amaçlıyor.
Allianz’ın hedefleriyle birlikte, Türkiye’deki finansal hizmetlerin iklim değişikliği bağlamında dönüşüm geçirmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu dönüşüm, hem yatırım yapılan projelerin hem de sigorta portföylerinin sürdürülebilirliğini artırarak, ülke ekonomisi için de olumlu sonuçlar doğurabilir.