2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirmesi

Eğitimin Durumu ve İhtiyaçlar

2024-2025 eğitim öğretim yılına girdiğimizde, eğitim sistemimizin köklü sorunları bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Okul altyapı ve donanım eksikliği hâlâ sürerken, kalabalık sınıflar, ikili öğretim ve taşımalı eğitim gibi problemler için etkili çözümler üretilmemiştir. Öğretmen istihdamı ile ilgili yaşanan zorluklar, mülakat sisteminin devam etmesi nedeniyle daha da derinleşmiştir. Yazılı sınavdan yüksek puan alan birçok öğretmen, mülakatta elenmiş ve bu durum öğretmen intiharları gibi trajik sonuçlara yol açmıştır.

Bunun yanında, mali zorluk çeken ücretli öğretmenler, asgari ücretin altında çalışmakta ve temel sosyal haklardan mahrum kalmaktadır. Eğitimin dinselleşmesi ise, bakanlık ile çeşitli vakıflar arasında birlikte yürütülen projeler aracılığıyla devam etmektedir. Laiklik ilkesi çiğnenerek, çeşitli okullarda iftar yemeği etkinlikleri düzenlenmiştir. Eğitimdeki ticarileşme, okul masraflarını artırmış ve ailelerin mali yükünü ağırlaştırmıştır.

Müfredat Değişiklikleri ve Eğitim Modeli

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yapılan müfredat değişiklikleri, milliyetçi ve dini referansların artışı ile birlikte eğitim sisteminin bilimsel niteliğini zedelemiştir. Fen Bilimleri dersinde evrim konusunun birkaç cümleyle geçiştirilmesi ve Tarih dersi kapsamındaki toplumsal olayların göz ardı edilmesi, geleceğimizin teminatı olan öğrencilerin nitelikli bir eğitim almasını engellemektedir.

Öğretmen Atamaları ve Eğitim Emekçileri

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı için duyurduğu 15 bin öğretmen ataması, gerçek ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Resmi verilere göre 65 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Sadece beş branşa dağıtılan atama kontenjanlarının yanı sıra, kıdemli alanlarda ciddi dengesizlikler mevcuttur. Eğitim Sen olarak, kamusal ve laik eğitimi savunmakta ve mülakat sisteminin derhal kaldırılmasını talep etmekteyiz.

2024-2025 Atama Kontenjanı Değerlendirmesi

Atama kontenjanları pedagojik değil, ideolojik önceliklerin ürünü olarak dağıtılmıştır. 15 bin atamanın %70’i sadece birkaç branşa tahsis edilmişken, Matematik ve Fen Bilimleri gibi alanlarda yaşanan açıklar yok sayılmaktadır. Bu durum, yeni bir “kırıntı” niteliğinde kalmaktadır.

Eğitimde Şeffaflık ve Hakkaniyet

İdarecilik mülakat sonuçları şeffaflıktan uzak bir uygulama ile yürütülmektedir. Yazılı sınavda başarı gösteren pek çok eğitici, mülakatlarda keyfi değerlendirme uygulamaları ile elenmektedir. Bu, kamu yönetimindeki adalet ilkelerinin ihlalidir. Tüm sonuçların çarşaf liste halinde açıklanması ve değerlendirme süreçlerinin şeffaf olması gerekmektedir.

Eğitimde Gelecek Vizyonu

Türkiye’de eğitim sistemi, ticarileşmeden uzak, laik ve bilimsel bir yapıya kavuşturulmalıdır. Eğitimde gerçek bir reform, müfredatın içeriği üzerinden gerçekleştirilmelidir. Öğrencilere sadece sınav başarıları değil, toplumsal bilinç ve hak arama becerileri kazandırılmalıdır.

Eğitimin eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla tekrar yapılandırılması, tüm eğitim bileşenlerinin katılımı ile gerçekleştirilmelidir. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, bu doğrultuda mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtmekteyiz.

Eğitimdeki sorunların çözüm yolu, kamusal hizmetin her bireye eşit şekilde sunulması ile mümkündür. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, yoksul ve dezavantajlı ailelere devlet tarafından destek verilmesi, eğitimde nötr ve tarafsız bir atmosferin sağlanması ve öğretmenlerin haklarının korunması gerekmektedir.

Sonuç olarak, her çocuğun nitelikli eğitim alması bir hak olarak kabul edilmeli ve bu hak tüm bireyler için savunulmalıdır. Türkiye’nin gelecek nesillerine güvenli bir eğitim ortamı sunmak, hepimizin sorumluluğudur.