Malatya’da Deprem Sonrası İhalelerde Kapalı Kapılar Ardında Pazarlık Usulü Eleştiriliyor
Depremden Sonra İhale Süreci
6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye’nin Malatya ilinde inşa edilecek konut projeleri için düzenlenen ihaleler, kapalı kapılar ardında gerçekleşen pazarlık usulüyle dikkat çekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı TOKİ, Malatya Yeşilyurt bölgesinde planlanan 426 konutluk proje için yaklaşık maliyeti 1 milyar 165 milyon TL olan bir ihale gerçekleştirdi. Ancak, yalnızca %9,32’lik bir indirim sunularak projenin dört firma ortaklığına verilmesi, tartışmaları beraberinde getirdi.
Rekabetin Azalması ve İhale Süreci
Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde, İkizce Mahallesi’nde gerçekleştirilen “Üçüncü Bölge 12. Etap 426 Konut İnşaatı ve Altyapı Düzenlemesi İşi” için TOKİ, 6 Ocak 2025 tarihinde bir ihale düzenledi. 1 milyar 284 milyon TL olarak belirlenen yaklaşık maliyetli ihaleye sadece sekiz firma davet edildi. Sonuç olarak, Makro Anadolu İnşaat, Ustaca İnşaat, Ustabaşoğlu İnşaat ve Elsan Altyapı İnşaat ortaklığına, 1 milyar 165 milyon TL bedel ile ihale verildi. Yaklaşık maliyet üzerinden elde edilen yalnızca %9,32’lik indirim, “rekabetin yeterince sağlanamadığı” eleştirilerini tetikledi. İhalenin sözleşmesi 28 Ocak 2025 tarihinde imzalanarak, işin süresi 330 gün olarak belirlendi.
Afet Bölgesinde Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik Sorunları
Afet sonrası uygulanan pazarlık usulü ihaleler, uzun zamandır şeffaflık ve hesap verilebilirlik açılarından eleştiriliyor. Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi temel alınarak uygulanan bu yöntem, “ivedilik” ve “doğal afet” gerekçesiyle tercih ediliyor. Ancak meydana gelen depremin üzerinden geçen süreye rağmen, bu yöntemin devam etmesi, kamu kaynaklarının kullanımı açısından ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Deprem Fırsatçılığına Dikkat Çekiliyor
Sarsıntının büyüklüğü ve merkez üssü nedeniyle Malatya’da yaşanan hasar, kentsel yenilenme ihtiyacını artırmış durumda. Ancak, bu durum bazı çevrelerce ‘deprem fırsatçılığı’ olarak nitelendirilen durumu ortaya çıkarıyor. Victimlerin talepleri ve kamu hizmetlerinin aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda, ihalelerde şeffaflık ve rekabetin sağlanmaması ciddi bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, afet sonrası süreçlerin şeffaf bir yapı ile yürütülmesi, hem kamu güveni hem de kaynakların etkin kullanımı açısından büyük önem arz ediyor.