Kadınların Mücadelesi: Yoksulluk ve Şiddetle Sınanan Bir Toplum
Haberin Başlıkları
Toplumdaki yoksulluk derinleşirken, kadınlar günlük yaşamlarını sürdürebilmek için büyük çaba harcıyor; erkekler ise geçim dertlerinden dolayı içe kapanarak mücadelelerinden vazgeçiyor. Çaresizlik, aileleri hem sağlıksız hem de kalitesiz ürünleri tercih etmeye itiyor. Kadınların yaşam hakkı savunusu yetersiz kalırken, medya aracılığıyla sıkça gündeme gelen şiddet olayları, toplumda bu durumu normalleştirmiş gibi görünüyor. Aile içerisinde yaşanan her türlü olumsuzluk, kadının, yaşlının ve çocuğun korunması gereken bir konuma gelmesine neden oluyor.
Şiddet ve Eşitsizlik: Toplumsal Sorunların Kök Nedenleri
Başta iktidar olmak üzere, sistemdeki çeşitli yapılar, sosyal adaletsizlikleri dini kurallarla çözmeye çalışıyor. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer devlet kurumları tarafından uygulanan projelerin etkinliğinden bahsetmek oldukça zor. Eğitim alanındaki dinin etkisinin kabul edilemeyeceği gerçeği göz önüne alındığında, pedagojik bir altyapıya sahip öğretmenler, çocukların eğitiminde önceliklidir. Din hizmetleri ile eğitim alanının iç içe geçmesi, bireylerin can güvenliğini tehdit ediyor. Kamu alanında adalet sağlama çabası, giderek sanal dünyaya ve sosyal medyaya taşınıyor.
Gençlerin Sorunları: Kumar ve Uyuşturucu Bağımlılığı
Ergenler arasında kumar ve uyuşturucu bağımlılığı ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Suç çeteleri genç zihinleri hedef alarak toplumun geleceğini tehdit ediyor. Aileler, bu durum karşısında çaresiz kalırken, sosyal sorunların çözümünde ailenin rolü sorgulanırken, suçu üstlenme alışkanlığı kültürel bir mesele haline geliyor.
Din ve Laiklik: Politikalar ve Etkileri
Yönetimlerin dinci ve etnikçi politikalarının, toplumsal istikrarsızlığı beslediği açıktır. İnsan haklarının göz ardı edilmesi, toplumdaki sosyal ve kültürel barışı tehdit ediyor. Osmanlı’dan itibaren toplumda benimsenen mezhepçi yaklaşımlar, laikliğin içselleştirilmesini engelliyor. Ahlaki sorunlar ve insan hakları ihlalleri birbiriyle bağlantılıdır. Kadın-erkek eşitliği, bu bağlamda önemli bir insan hakkıdır ve siyasal iktidarın bu konudaki başarısızlığı, toplumdaki kadınların güvenliğini tehdit etmektedir.
Eğitimde Dinin Rolü ve Bilimsel Yöntemler
Üniversite yöneticilerinin dinle bilimin uzlaştırılması çabaları, genç nesiller üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizmek gerekir. Bilimsel bilginin ve laikliğin önemini göz ardı etmek, topluma ve bireylere büyük zararlar verecektir. Kadınların eşitlik mücadelesi, içinde bulunduğumuz koşullarda daha da güçlenmelidir.
Sonuç: Mücadele Devam Ediyor
Toplumumuzda yaşanan bu karmaşık sorunlara karşı kalıcı çözümler üretmeyen geçici politikalar, kadınların mücadele azmini kırmamalıdır. Kadınlar, yaşam koşullarını iyileştirmek için el birliği ile savaşmayı tercih ediyor ve bu mücadelenin sürekliliği açısından umut taşımaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları